Duyunca kulaklarıma inanamadım. Şebnem Schaeffer, doğrusu çok ayıp etmiş. Kendisine tiyatrosunda rol veren, böylelikle kariyer edinmesi için ona büyük bir fırsat sunan Yalçın Menteş'i yarı yolda bırakmış. Olayı hemen özetleyeyim: Yalçın Menteş, eylül ayının ilk haftasında "Eros Pansiyon" adlı oyununu sahnelemek için dört ayrı kentte anlaşma yapmış ve bunu da uzun bir süre önce Şebnem'e bildirip, onayını almış. Ama turnenin başlamasına çok kısa bir süre kala Menteş'in telefonuna Şebnem Schaeffer'dan şöyle bir mesaj gelmiş: "Sn. Yalçın Menteş, size anlatılması zor sebeplerden dolayı Almanya'ya dönmek zorundayım. Eylülde Türkiye'de bulunamayacağımı üzülerek bildiririm. Çok üzgünüm ama beni mecbur bıraktılar. Allah, Türkiye'de yaşayanlara kolaylık versin. Esen kalın. Ş.Schaeffer." Hanımefendi, mazeretini ne yüz yüze konuşarak anlatmış ne de telefon açıp söylemeye tenezzül etmiş. Sadece bu duygusuz mesajı atmış... Bu beklenmedik olay yüzünden Menteş, iki oyunu iptal etmek zorunda kalmış. Hem maddi, hem manevi yönden büyük zarara uğramış. Biliyorsunuz, Yalçın Menteş müthiş bir irade sınavı vererek, alkolle mücadelesini kazandı. Eskisinden çok daha güçlü bir şekilde sahneye ve dizi setlerine döndü. Şebnem, kendisine altın tepside sunulan oyunculuk fırsatını elinin tersiyle itme kabalığını gösterdiği gibi, sevgili Yalçın'a bu hassas dönemlerinde "çelme takmaya" da cüret etmiş. Tabii ki benim bildiğim Yalçın, bu minik darbeden etkilenip, kendini yeniden alkole vuracak adam değil. Ama yarı yolda bırakılacak, ihanet edilecek adam da değil. Nitekim, o şimdi yoluna genç oyuncu Özge Erdaş ile devam ediyor. Ve Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan herkes, bu ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyuyor. Bir dönem elinde bekaret belgesiyle dolaşan sevgili Şebnem kardeşime bir ağabey tavsiyesi: Tıp, her şeyin çaresini buluyor. Ama bir tek "ar damarını" dikemiyor... Aman dikkat!..