Popstar Alaturka bir müzik yarışması olmaktan çıkıp, memleket meselelerinin tartışıldığı bir platform haline geldi. Özellikle tesettürlü yarışmacı
Çiğdem ekseninde türbanın tartışmaya açılması, yarışmanın müzikal değerini gölgede bıraktı. Bu hafta tartışmaya seyircilerden biri müdahil oldu.
Armağan Çağlayan'ın
Çiğdem için söylediği
"Senden popstar olmaz" sözlerine itiraz eden hanım izleyici,
"Arabistan'da da Popstar yarışması yapılıyor. Yarışmacıların hepsi türbanlı" deyince
Gülben Ergen patladı:
"Burası Arabistan değil, Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ve hiçbir zaman da Arabistan olmayacak..." Gülben Ergen'in çıkışını yerinde buldum.
Bülent Ersoy'un buna karşılık demokratikleşme adına söyledikleri de -zaman zaman savrulduğu popülist söylemlerden ayıklandığında- bana göre olumluydu.
Metin Akpınar ne hikmetse yine sükunetini korudu.
Armağan Çağlayan her zamanki gibi hamasetten uzak
"gerçekçi" yaklaşımıyla bir kez daha oyumu kazandı. Bence
Çiğdem'in bu yarışmaya katılması iyi oldu. Belki de ilk kez siyasetçilerin politik kaygılarla sivriltilmiş söylemleri olmadan,
"halk" kendi arasında türbanı tartışma fırsatı buldu. Bu da
"Popstar Açılımı" olsa gerek!.. Yarışmacılara gelince:
Karadeniz'deki bu
"oy kenetlenmesi" sürdükçe,
Mikdat'ın bileği kolay kolay bükülmez. Jürinin kanatları altındaki
Ramazan'a da final yolu görünüyor.
Bülent Ersoy ve
Metin Akpınar'ın izleyiciden oy göndermeleri için ricacı oldukları
Dilara'nın da önü açık. (Her ne kadar toplum tarafından sevilen iki değerli sanatçının kendilerine duyulan sevgi, saygı ve güveni bir yarışmacıdan yana kullanmalarını adaletsiz bulsam da...)
Çiğdem ise ilk kez bu hafta ilk beşin içine giremedi. Oysa billur gibi bir sesi var. Sanırım bu kısır tartışmadan en zararlı o çıkacak. Bu arada
Çiğdem'in
"Benden popstar olur mu, doğrusu ben de çok merak ediyorum" deyişi ise bana göre yarışmanın şimdiye kadar ki en saf, en katıksız, en
"samimi" cümlesiydi.