Elveda Rumeli dizisinde Vahide rolünü ilk bölümlerde Hande Subaşı üstlenmişti. Ama çeşitli anlaşmazlıklar yüzünden rol daha sonraki bölümlerde Berrak Tüzünataç'a kısmet oldu. Berrak, yedek kulübesindeyken derbi maçta as oyuncu sakatlandığı için forma şansı bulan bir genç futbolcu gibi oyuna öyle bir asıldı ki, herkese parmak ısırttı. Son bölümde Berrak'ı, asker yavuklusunu karşılamaya hazırlanırken, onun cepheden dönmediği haberiyle büyük bir yıkım yaşayan genç kız rolünde adeta nefesimi tutarak izledim. Umudun gözlerinde nasıl hüsrana döndüğünü bir gün batımı gibi an be an takip ettim. Berrak o duyguyu gözüyle, kulağıyla, hatta parmağının ucuyla ekranlara taşırken, aklıma Güneydoğu şehitlerinin yakınları geldi. Aradan geçen 120 yıl her şeyi değiştirmiş ama "gözlerdeki acıyı" aynı bırakmıştı. İşte oyunculuk böyle sürprizli bir maceradır. Birinin teptiği şans, diğerine basamak olur. Kim bilir Hande Subaşı şimdilerde ne kadar pişmandır... Dizide Erdal Özyağcılar'ı izlerken aklıma Yabancı Damat'taki günleri geldi. Özyağcılar ve rol arkadaşları Yunanistan'a her gidişlerinde el üstünde tutuluyor, büyük sevgi ve saygı görüyorlardı. Acaba Yunan halkı, soydaşlarının Makedonya'da yaptığı zulmü gözler önüne seren Elveda Rumeli'yi izliyorlar mı? Ve acaba Erdal Özyağcılar bugün Yunanistan'a gitse aynı sevgiyi, saygıyı görür mü? Düşündüm işte... Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek bu olsa gerek... Aslında "O günler geride kaldı" demek istiyorum ama nikah masasında babası için intikam çığlıkları atan "yabancı damat" Yunan değil miydi? Ve pazartesi gecesi atv'de Elveda Rumeli devam ederken, Candan Erçetin, TRT'deki programında çocuklarla birlikte "Vardar Ovası" nı söylüyordu. Erçetin, Rumeli kökenli bir sanatçı. Makedonya'nın yöresel melodilerini bazı albümlerinde de seslendirmiş ve büyük beğeni toplamıştı. Acaba diyorum, Elveda Rumeli'nin bir bölümünde "konuk oyuncu" olarak rol alsa, diziye hem görüntüsüyle hem nefesiyle "can katsa" ne kadar da şık olurdu...