Güneş Öznek'i hatırlar mısınız? Topmodel yarışmasındaki kısa saçlı, dik başlı, 97 santimlik kalça ölçüsüyle jüriden azar işitip, duran genç kız... Yarışmayı başkası kazanmasına rağmen, "Topmodel Yarışması" denilince aklımızda kalan tek isim o... Gerek aklı başında yanıtları, gerek podyumdaki kendinden emin hali ve Avrupai tarzıyla Güneş aslında yarışmanın gizli galibiydi. Onu sonraları Mehmet Ali Erbil'in programında topları tutan hostes kız olarak görüp, üzülmüş ve duygularımı bu sütunlarda yazıya dökmüştüm.
KAPILAR YÜZÜNE KAPANDI
Güneş'in mankenlik yapması konusunda ilk başlarda ben de jüri üyesi Cengiz Abazoğlu kadar umutsuzdum. Ama geçen hafta annesi Gönül Hanım ile birlikte beni ziyarete geldiklerinde bu düşüncemden dolayı utandım. Karşımda Güzide Duran'ı, Tuğçe Kazaz'ı, Çağla Şikel'i bile kıskandıracak kadar ince ve zarif bir genç kız vardı. Güneş azmedip, 68 kiloden 58 kiloya inmiş, ideal ölçülere kavuşmuştu. Ama gelin görün ki, başvurduğu tüm kapılar yüzüne kapanıyordu. Uğurkan Erez'e, Cengiz Aabazoğlu'na gitmiş ama yüz yüze görüşme şansı bile bulamamıştı. Peki jüri üyelerinin yarışma günlerindeki şartı neydi? "İki beden küçülüp, o kalçalarını eritmezsen, manken olamazsın!.." Eee? Kız zayıflamıştı işte... Eminim, bugün podyuma çıksa, pek çok anlı şanlı mankeni gölgede bırakacak niteliklere de sahipti. Ama olmuyordu işte... Güneş karşıma geçip, sordu: "Mehmet Ali'nin programında hosteslik yaptığım için beni eleştirmiştiniz. Şimdilerde o şansı bile bulamıyorum. Buna ne diyeceksiniz peki?" Yutkundum, söyleyecek söz bulamadım... Bütün bunları niye mi yazıyorum? Bu sütunlarda ve televizyon programlarında hep tartışıp, duruyoruz ya, "Yarışmalardan niye şöhret çıkmıyor? Yarışmacılar niye silinip gidiyor?" diye... İşte bunlara en somut örnek... Güneş, aldığı aile terbiyesinin dışına çıkmıyor, ünlü playboylarla düşüp kalkmıyor, program yapımcılarına, ajans sahiplerine yağcılık yapmıyor, program program dolaşıp, "Zamanında ben şu isimlerle beraber oldum" diye sahte sansasyon yaratmıyor. Sadece birilerinin onu fark etmesini bekliyor. Güneş, bir manken için gerekli en önemli donanıma sahip. "Kendini disipline edebilme" yeteneğine ve azmine... O, sözünü yerine getirdi. 97 santimlik kalçalarını 90 santime indirdi. Sıra ajans sahibi jüri üyelerinde... Yarışma sırasında mangalda kül bırakmayan Cengiz Abazoğlu, Deniz Akkaya ve diğerleri, bu kızın elinden tutmak zorundasınız. Güneş'in balçıkla sıvanmayacağını görün artık. Görün ki, "Televizyon yarışmalarından şöhret çıkmaz" diyenleri utandırın. "Yarışma bahane. Jüriler, kendi küplerini doldurmanın, kendi şöhretlerini cilalamanın peşinde" diyenlerin ağzını kapatın. Bu sütunların sahibi hayatında ilk kez Akademi Türkiye yarışmasında görüp, tanıdığı gençlerin başarılı olabilmesi için hâlâ ter akıtıyor. Onların albümlerini köşesinde tanıtıyor, konserlerine gidiyor, dizilerdeki performanslarını takip edip, eleştiriyor. Gözüm hâlâ Barış, Özgür, Pınar, Deha, Timuçin, Cenk ve diğerlerinin üzerinde. Bakın Tolga da atv ekranlarında yeni diziye başlıyor. Var mı benden daha mutlusu, gururlusu? Yarışmalardan yıldız çıkartmak için "takip ve destek" gerekir. "Harç bitti, yapı paydos" demek bizlere yakışmaz. Lütfen bu sorumluluğu tek başıma benim üzerime bırakmayın!..