Nihat Hatipoğlu'nun Star ekranlarında hazırlayıp sunduğu Dosta Doğru programı, benim gibi bir çok izleyici için salı günlerinin vazgeçilmezleri arasına katıldı. Nereden mi biliyorum? Reyting raporlarından... Dosta Doğru, orman kanunlarının hüküm sürdüğü televizyon cangılında tüm nahif duruşuna, tüm alçakgönüllülüğüne rağmen tüm izleyicide ilk 5 program arasına giriyor. Neden? Çünkü hakaretin tabu yıkma sanıldığı, bağırmanın kendini ifade etme yerine geçtiği televizyon tartışmalarında birinin çıkıp da size usul usul, mantıklı, iddiasız ama gerçek fikirler sunmasını özledik de ondan... Doç. Dr. Hatipoğlu işte bunu yapıyor. Bağnazlıktan uzak, "insanca düşünmeyi ve yaşamayı" ön planda tutan, siyasetten arındırılmış, mantıklı ve sağduyulu tarzıyla din ve ahlak konusunda merak edilenleri "en uygun lisanla" bizlere aktarıyor. Din ile siyasetin birbirine karıştığı, din üzerinden siyaset yapıp, oy sağmaya heveslenenlerin şaha kalktığı şu seçim döneminde Hatipoğlu neredeyse "sağduyunun sesi" haline geldi. Sevgili hocamız, son programında Kerbela'yı anlattı... Son dönemde karanlık güçlerin Anadolu toprakları üzerinde kurcalamaya, altını eşelemeye, farklı inanıştaki insanlar arasında uçurumlar yaratmaya çalıştığı mezhep farklılıkları konusunu öyle güzel bir insan paydasında buluşturdu, öyle ikna edici bir birlik çağrısında bulundu ki, eminim ekran başında benim gibi pek çok kaygılı yüreğe su serpilmiştir. Toplum üzerinde bu denli etkin ve saygın bir hatip olan Hatipoğlu'na öyle tahmin ediyorum ki, pek çok siyasi partiden teklif gelmiştir. Ve yine eminim ki Sayın Hatipoğlu hangi partiden aday olsa, kesin kazanırdı. Ama yapmadı. Ve bir televizyon yazarı olarak hocamızı takdir vesilelerim arasına bu "siyaset üstü duruşu" da eklendi.