Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TULU GÜMÜŞTEKİN

Gözleri doymayan taktikçiler

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i kaybettik. Bundan önceki yazımda, kendisine ne kadar yakın büyüdüğümü, her türlü siyasi inanç ve mülahazanın ötesinde kendisine ne kadar saygı duyduğumu yazmıştım. Demirel de, insan sıcaklığını en iyi bilen ve hissettiren siyasi liderlerden biriydi. Rahmetli Turgut Özal da öyleydi. Siyasette insan sıcaklığı son derece önemli bir husustur. Çok az siyasetçi, kalabalıkların içine girmekten, büyük mitingler düzenlemekten hoşlanır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daima kalabalıklarla iç içe yaşayan ve onların desteğinden güç alan siyasetçilere verilecek en iyi örneklerden biridir.
Bir siyaset ustasına vefa göstermek, onu sayan ve faydalı işler yaptığına inanan herkesin gönüllü olarak yerine getirmek isteyeceği bir husustur. İnsanlar, karar mevkiinde bulunduklarında, iktidarda, güçlü olduklarında onları saydığını ve destek verdiğini söyleyen çok bulunur. Ancak kimsenin bir beklentisi kalmayacağı bir emeklilik sonrasında, vefat ettiklerinde, gerçekten onu sayan insanların ve kurumların hüznünü beraberlerinde götürürler. Süleyman Demirel için de böyle oldu, arkasından çok sayıda taziye mesajı ve ilanı yayınlandı, yazılar yazıldı, Cumhurbaşkanı Erdoğan olağanüstü bir hassasiyet gösterdi, olması gerektiği gibi devlet töreni düzenlendi ve üç günlük resmi yas ilan edildi.
Buraya kadar bir fevkaladelik görmek çok zor, ancak görmek isteyen görüyor. Neden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlığı döneminde annesini yitirdiğinde gazetelere verilen ilan sayısı kadar Süleyman Demirel'in vefatından sonra taziye ilanı çıkmadığı karşılaştırılmasının yapıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Her şeyden önce, annesi ya da babası vefat eden bir devlet adamına saygı duymak, taziyede bulunmak ayıp değildir. İkincisi, bir vefatın ertesinde yayınlanan taziye mesaj ya da ilanı ölçülerek, tartılarak bir diğer vefat için kıstas oluşturulmaz. Bu en hafif terimiyle utanmazca bir ithamdır. Özellikle de Türk toplumunda cenazelere iştirak önemli bir insani görevdir. Erdal İnönü, Turgut Özal'ın annesinin cenazesine iştirak ettiği için, Özal'ın televizyonda sesi titreyerek nasıl teşekkür ettiği gençliğimin en önemli anılarından biri olarak aklımda kalmış.
Her türlü insani tavrın dalkavukluk, satılmışlık olarak gösterildiği bir nefret halkası, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çevresine örülmeye çalışılıyor. Cumhurbaşkanına muhalif olmak yetmiyor, ona düşman olmak, diş bilemek, annesinin vefatında taziyede bulunmamış olmak gerekiyor bu yeni muhalefet kıstaslarına göre... Türkiye'de yeterince ses ve yankı bulunamazsa, Almanya'daki yayın organları aracılığıyla, Cumhurbaşkanının iştirak etmediği seçimlerin faturasını Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çıkarma kampanyası yürütülüyor. Altı değişik yayın organında benzeri Erdoğan karşıtı haberler çıkartılıyor. Suriye'de rejim yanlısı askeri güçler katliam yaparsa Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Beşar Esed'ın eski ilişkisi hatırlatılıyor, IŞİD cinayet işlerse Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla IŞİD'e silah verdiği spekülasyonu ısıtılıyor, kısacası gök kubbe altında olup biten her kötü şeyde Recep Tayyip Erdoğan parmağı aranıyor ve bulunuyor.
Herkesin bildiği bir medya grubu aracılığıyla, kan kokusu almış deniz yırtıcıları türü bir saldırı taktiği uygulanmaya başlandı. Bunun adı demokratik mücadele değil, siyasi çekişme değil, açıkça sosyal düzlemde linç gayreti ve girişimi. Seçim taktikleriyle başarı sağlanamadı, şimdi de halkı ve toplumun kanaat önderlerini sindirme, açık bir linç hareketi oluşturma taktiği uygulanıyor. Tutacağından değil, ancak bu tür taktiklerin demokrasi ile hukuk devleti ile bir alakası olmadığını da yüksek sesle söylemek, demokrasiye inandıklarını her fırsatta vurgulayanların önemli bir görevi. Onlar ise susmakla ve demokrasi inançlarını rafa kaldırmakla meşguller.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA