'Pazartesi mektubunda' başlıktaki soruyu da irdeleyeceğiz. EGELİ SABAH, geçtiğimiz hafta manşetine taşıdığı özel haberler ile gündemini belirledi. Pazartesi, 'EXPO CAN'A EMANET', salı 'RUSLAR İMZA BEKLİYOR', çarşamba 'ALZHEİMER DİREKSİYONDA', perşembe 'AB'NİN AYAĞINI ISITIYORUZ', cuma 'ATLAR YOLCU', cumartesi 'TOZ KABUSU BİTİ- YOR'; dün de 'İLKEL GEÇİT' başlıklı manşetlerimizle; hem olumlulukları hem olumsuzlukları Ege ile paylaştık.
Farklılık yaratarak, yeni yollar açmanın peşinde koştuk.
Bu süreçte, İzmir'in aday olduğu EXPO 2020'de; Tayland'ın Ayutthaya, Rusya'nın Yekaterinburg, Brezilya'nın Sao Paulo kentlerinden sonra; Birleşik Arap Emirlikleri'nden Dubai'nin de 2 Kasım günü BIE'den randevu aldığını ilk kez bu köşede yazmıştık.
Aynı tarihte Dubai'nin resmi adaylık haberini Paris'ten alıp, ertesi gün sevgili okurlarımıza duyurduk. İzmir'in karşısında, dört farklı ülke, dört güçlü rakip var. Avantajları, dezavantajları ile... Gelelim, başlıktaki soruya. Önce Katar'a bakmalıyız.
***
Müthiş doğalgaz zengini olan Katar; Avustralya, ABD, Japonya ve Kore'yi yenerek, 2022 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapma hakkı kazanmıştı. Belki inanmayacaksınız; evrensel veriler, Katar'ın o sıcak iklimde inşa edeceği klimalı stadyumlara, tam 48 milyar dolar, futbolcular ve taraftarlar için yapacağı tesislere 77 milyar dolar; sıfırdan yaratacağı Luseyl Şehri'nin inşaatına da 45 milyar dolar harcayacağını gösteriyor.
Yeni şehirde, ticari merkezler, sinema, eğlence alanları, aileler için parklar bulunacak. Dubai ile aynı paralelde sayılabilecek bu muhteşem zenginlikteki ülke bile, dünyanın en önemli organizasyonu için kocaman paralar harcamaya hazırlanıyor.
Tek neden, Katar'ı dünyaya cazibe merkezi olabilecek ülke haline getirmek. Bu paranın bir bölümünü kısa, diğer bölümünü ise uzun vadede, geri almanın hesaplarını yapıyorlar.
İşte böyle bir açılımın kışkırttığı, 2009 yılında
'rüya alemi' batma noktasına gelen Dubai'nin, son anda EXPO 2020'yi düzenlemeye aday olması, sürpriz sayılmaz. Çünkü Dubai, hala üstü örtülü kriz ortamında. Olimpiyatlar ve Dünya Kupası'nın ardından, dünyanın en büyük üçüncü büyük organizasyonu olan, getirdiği turist sayısı açısından ise neredeyse birinciliğe oturabilecek EXPO ile kendisine yeni yol açmak istiyor.
Katar'ın teşvik ettiği örnek; Türkiye'de, Ege Bölgesi'nde, İzmir'in EXPO adaylığına ilgisiz kalan ya da önemini yeterince algılamayanlar için, dikkat çekici.
***
Dubai, EXPO'ya
"Connecting Minds, Creating the Future" teması ile başvurdu. Somut konumu ile bütünleştirdiği
"Akılları Buluşturup, Geleceği Yaratmak" ya da "
Ortak Akıl ile Geleceği Şekillendirmek" anlamlarını taşıyan bir tema.
IMF, geçtiğimiz aylarda BAE'ye yaptığı ziyarette, Dubai'yi 2012'de ödenmesi gereken 31 milyar dolarlık borcu konusunda uyarmıştı. Yani Arap dünyası, 2009'da sallanan bu zemini toparlayabilmiş değil. Dubai'nin
'para denizinde parasızlık trajedisi' kıvranarak sürüyor. Birleşik Arap Emirlikleri'nin en büyük ikinci emirliği Dubai'nin ağır borç yükü, azaltılmaya çalışılıyor.
Bu arada Dubai'deki, yapay adalardan oluşan dünya haritası şeklindeki Dubai World projesi dahil, bazı dev projeler tıkanmış izlenimi veriyor.
'Yapay rüyalar şehri', kendi gerçeğini yaşarken, aysbergin altında tökezlemiş gibi.
İşte tam bu noktada, devreye EXPO girdi. Kendi belirledikleri tema ile
'akılları buluşturup, Dubai'nin geleceğini kurtarmak istiyorlar.' Ama EXPO ruhunun,
'yenilenme, dönüşüm, büyük fikirler olimpiyatı' olduğunu, kazanan ülkelerde değişimin, insanlık için yeni artı değer yaratımının hedeflendiğini, unutmamak gerekli.
Evrensel lobide ise EXPO geleneğinin bir kentte
'yolunda gitmeyeni kurtarmak' olmadığını;
'yaratıcılık, dönüşüm, yenilenme' hedefini, İzmir'in insanlık tarihindeki 8 bin 500 yıllık iziyle birleştirerek çok iyi anlatmalıyız.
Bu pencereden bakılıp, İzmir'in
'küresel zincire eklemlenmesinin dünyaya getireceği katkı' ciddi anlatıldığında, Dubai de elenir. İzmir EXPO 2020'nin en doğru, kazanacak adayıdır.