Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERHAN AFYONCU

Bektaşiliğin merkezi Anadolu’dur

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Bektaşilik, Anadolu merkezli ve Hacı Bektaş-ı Veli'nin fikirleri etrafında teşekkül etmiş bir tarikattır. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Bektaşiler, Hacı Bektaş-ı Veli Tekkesi'ne bağlıydılar. 19. yüzyılın sonlarında Arnavutluk Bektaşilerinden Naim Fraşheri, "milli bir Bektaşi tarikatı" ve "bağımsız bir Bektaşi devleti" kurma fikirlerini yaydı. 1922 Ocak ayındaki Birinci Bektaşi Kongresi'nde Arnavutluk Bektaşiliği, Hacı Bektaş Tekkesi'nden ayrıldı

Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Tiran'da Vatikan benzeri mikro bir "Bektaşi devleti" kurmak için hazırlıklara başladıklarını söyleyince yeni bir tartışmanın da kapısını araladı. Arnavutluk'ta İslamiyet, Türkler tarafından yayıldı. Ortodoksların Müslüman Arnavutları, Türk olarak ifade etmeleri bu durumun sosyolojik yansımasıdır. Arnavutluk Bektaşiliği hakkında Fahri Maden, Yüksel Çelik, Luan Afmataj ve Mustafa Bilge'nin araştırmalarında teferruatlı bilgi bulunabilir.


Hacı Bektaş-ı Veli Külliyesi.

ARNAVUTLUK'TA TARİKATLAR
Osmanlı fetihleriyle birlikte Arnavutluk topraklarında Bektaşi, Halveti ve Rufai gibi tarikatlar yayıldı. Özellikle Arnavut Müslümanlar arasında Bektaşilik yaygındı. Fatih Sultan Mehmed döneminde Kasım Baba, Yemini Baba, Piri Baba gibi şahsiyetler tarikat faaliyetlerini yoğunlaştırdı. Sultan II. Bayezid döneminde ise bölgede çok sayıda tekke kuruldu. Dimetoka'da Seyid Ali Sultan tarafından kurulan tekkede yetişen birçok derviş ve babanın Arnavutluk'un değişik bölgelerine giderek Bektaşiliği yaydığı söylenir.
17. yüzyılın ortalarında Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde Sultan II. Bayezid'in damadı Konyalı Gazi Sinan Paşa tarafından yaptırılan Avlonya Bektaşi Tekkesi hakkında ayrıntılı bilgi verir. Aynı dönemde Avlonya'da Baba Sultan, Mitroviçe'de Mustafa Baba tekkelerinin yanı sıra Koçanik ve Dobnice'de Bektaşi tekkeleri mevcuttu. 18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın ilk yarısında yaşanan İslamlaşma hareketinde de Bektaşilerin önemli rolü oldu.
Arnavut Müslümanlar arasında Bektaşiliğin yayılmasındaki kırılma noktası Tepedelenli Ali Paşa zamanıydı. 1826'da Bektaşi tekkelerinin faaliyetleri yasaklanırken dervişler sürüldü. Ali Paşa, Arnavutluk'a gelen Bektaşi dervişlerini himaye etti. Tepedelenli Ali Paşa'nın vefatından sonra Bektaşilik, Arnavut milliyetçiliğine dayanarak güçlenmeye devam etti.


Bektaşiler ve Yeniçeri Ocağı görevlileri.

ÇETECİLERİN MEKÂNI OLDU
Arnavut Bektaşiler, bağımsızlık fikirlerini halka yaydılar. Tekkeler dini telkinlerin yanı sıra Osmanlı yönetimine karşı mücadele eden çetelerin saklanma ve toplantı yeri oldu. Örneğin, Fraşheri Tekkesi'nde gizlenen çeteciler Osmanlı askerinin takibinden kurtulmak ve gizlenmek için Abidin Baba'nın dağıttığı derviş kıyafetleriyle dolaşıyorlardı. Dervişler köy köy dolaşıp Arnavutça kitaplar dağıtarak halkı Arnavut bağımsızlığı konusunda etkilediler.
Arnavut topraklarının bütünlüğünün korunması ve bağımsızlığın gerçekleştirilmesi hedefiyle düzenlenen toplantılara katılan ve ev sahipliği yapan Bektaşiler, milli hareketin öncüleri arasında sayıldılar. Arnavutlar bir yandan Osmanlı'dan ayrılmak isterken diğer yandan Yunan ve Sırplara karşı yaşadıkları topraklarını korumak istediler.
Tekkelerde yapılan toplantılarda Bektaşiler bölgede Arap alfabesinin yerine Latin alfabesinin kullanılmasından yana taraf oldular. Osmanlı yönetimi bu durumu engellemek için mücadele etti.


Bektaşi dervişi.

BAĞIMSIZ BİR TARİKAT FİKRİ
Bükreş'te yayınlanan Bektaşi gazetesinin sahibi ve başyazarı olan Naim Fraşheri'nin kardeşi Şemseddin Sami Bey de Bektaşi idi. Naim Fraşheri 1896 yılında yazdığı Fletore e Bektashinjet (Bektaşiler'in Defteri) isimli eserinde Bektaşiliğin Arnavutların "milli dini" olmasını savundu. Ayrıca Naim Fraşheri, Arnavutlara özgü, bağımsız bir Bektaşi tarikatı kurmak arzusuyla Bektaşi babalarının Anadolu'yla irtibatını kesmek için uğraştı ve Bektaşilik'teki Türkçe unvanları Arnavutça'ya tercüme edip Bektaşi terminolojisini Türkçe'den uzaklaştırmaya çalıştı.
Bektaşilerin Arnavut bağımsızlık hareketine verdikleri destek ve Naim Fraşheri'nin "milli bir Bektaşi tarikatı" tasarısı bölgede bağımsız bir Bektaşi devleti kurulacağı iddiasına neden oldu.
Naim Fraşheri, İstanbul ve Hacı Bektaş-ı Veli Tekkesi'nde yaşayan Bektaşilerin önemli bir kısmının Arnavut olmasına karşın İstanbul ve Anadolu'dan ayrı Arnavutluk'ta bağımsız bir Bektaşi merkezinin olması gerektiği fikrini savunuyordu. Arnavutluk'ta da bir Dedebaba olmasını isteyen Fraşheri, böylece Hacı Bektaş'a gidip gelmekten kurtulacaklarını söyleyerek aslında Türk Bektaşilerin egemenliğinden kurtulmak istiyordu.


Osmanlı döneminde bir Müslüman Arnavut.

HACI BEKTAŞ'TAN AYRILDILAR
Arnavutluk 1912'de Osmanlı'dan ayrıldı. Siyasi belirsizliklerin yaşandığı dönemde Arnavut Müslümanları, "Milli İslam İttifakı" adı altında örgütlendi. Söz konusu teşkilat İstanbul'daki şeyhülislama bağlıyken 1921'de meşihat makamından resmen ayrıldılar.
1912'den önce Bektaşiler'in merkezi Kalkandelen (Tetova) Tekkesi iken, daha sonra Elbasan oldu. Bektaşiler, Türkiye'deki Bektaşilere bağlıyken 1922 Ocak ayında Prişta Tekkesi'nde düzenledikleri Birinci Bektaşi Kongresi'nde Arnavutluk Bektaşiliği'nin muhtariyetini ilan ettiler.
Baba Ahmed Turani tarafından idare edilen bu kongrede Bektaşilerin geleceği, teşkilatlanması ve idaresiyle ilgili kararlar alındı. Arnavutluk Bektaşiliği'nin Hacı Bektaş Tekkesi'nden bağımsızlığını ilan ederek Bektaşiliğin Arnavutluk'ta ayrı bir cemiyet olması kararlaştırıldı.


Hacı Bektaş-ı Veli

ANADOLU'NUN BÜYÜK EVLİYASI: HACI BEKTAŞ-I VELİ
Hacı Bektaş-ı Veli, Rum abdallarının piridir ve Anadolu'nun büyük evliyalarındandır. Bektaşilik, Hacı Bektaş-ı Veli ananeleri etrafında Anadolu'da ortaya çıkan bir tarikattır. Hacı Bektaş-ı Veli, Nevşehir bölgesine yerleşmişti. 1271'de ölümünden sonra bugün kendi adını taşıyan Hacı Bektaş ilçesindeki türbesi etrafında bir külliye teşekkül etti. 14. yüzyılda Hacı Bektaş-ı Veli kültü ve bu kültün kaynağı olan külliye, Anadolu'nun tasavvufî hayatında önemli bir merkez oldu. Bektaşiliğin ikinci piri olarak kabul edilen Balım Sultan, 1501'de tekkenin başına geçti. Osmanlı sultanları, gaziler arasındaki güçlü kült sebebiyle ocağı Hacı Bektaş-ı Veli'ye bağladılar. 15. yüzyılın ikinci yarısında Yeniçeri Ocağı, kendisini Hacı Bektaş geleneğine bağlarken, 16. yüzyılda ise ocak, tarikatla resmen birleşti.
Yeniçeri Ocağı'nın 1826'da kaldırılmasından sonra en fazla etkilenen topluluk, onlarla olan ilişkilerinden dolayı Bektaşilerdi. Bektaşilik yasaklandı. Ancak Bektaşiler varlıklarını koruyup zamanla toparlandılar. Günümüzde de Hacı Bektaş-ı Veli Külliyesi, Bektaşilik için en önemli merkezdir.



GEÇMİŞİN ŞİFRELERİ
Tarih TV'de yeni bir tarih yolculuğuna çıkıyoruz. Geçmişin Şifreleri, 1 Ekim Salı günü Türkiye'nin ilk ve tek tematik tarih kanalı olan Tarih TV'de başlıyor. İlk yayınımızın konusu Celali İsyanları. İlk yayın salı akşamı saat 21.00'de. Gece 01.00'de ve çarşamba günü 09.00 ve 15.00'te tekrarları var. Program cumartesi 23.00 ve Pazar sabah saat 11.00'de tekrar yayınlanacak. Tarih meraklılarını bekliyoruz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA