Demokrasilerde seçmen en büyük öğretmendir. Her seçimde iktidara da muhalefete de yeni ödevler verir. Yarın sandıklara gittiğimiz 31 Mart yerel seçimlerinde de durum değişmeyecek. Sandıktan çıkan ödevi layıkıyla yerine getiren kendisini 2023'teki genel seçimlere hazırlayabilecek. Seçmenin beğenisini kazanacak. Bu seçimlerde iki ittifakın birçok yerde başa baş bir performans sergilemesi bekleniyor. Heyecanlı kampanya süreci bile her iki ittifaka da seçimlerden sonra benzer büyüklükte bir sorumluluk yüklendiğine işaret ediyor.
Cumhurbaşkanlığı sistemi ile iktidar ve muhalefet yüzde elliyi ele geçirme şansına sahip olmakla kalmadı. Aynı zamanda ülkenin gidişatı hakkında benzer sorumluklar üstlendi. Buna isterseniz 49/51 sorumluluğu da diyebiliriz.
***
31 Mart'ın kritik bir yerel
seçim olduğu aşikar. Sonuç ne olursa olsun iktidar değişmeyecek elbette. Liderlerin hepsinin erken seçim olmayacağını söylemesi de önemliydi. Ancak yine de, son altı yıldır ülkemizin içinde olduğu türbülanstan çıkış için istikrara ihtiyaç olduğu ortada. Bu itibarla iktidar ve muhalefetin sandık sonuçlarını nasıl okuyacağı çok kritik olacak.
Seçmen, seçim sonuçlarından hareketle nasıl bir siyasetin takip edileceğini de değerlendirecek.
Önümüzdeki dört yılda siyasetin performansını dikkatle izleyecek Reform
yapmaması durumunda
iktidara, istikrarı bozacak
bir tavra girmesi durumunda
muhalefete ceza
kesecektir. Zira Türkiye
etrafındaki kaos ile
mücadele için güçlü bir
siyasi istikrara muhtaç
olduğu bir dönemde.
***
Nisan ayından başlayarak
dış politika gündeminde sıcak konular var.
ABD'nin yeni küresel rol arayışı da büyük güçlerin buna adaptasyon çabaları da yeni gelişmelere gebe.
Çin, ABD ile ticaret savaşlarını ertelemek için taviz verirken, AB ile yeni bir işbirliği arayışında.
Venezuela konusunda
Rusya ile
ABD arasında
kapışma her
an alevlenebilir. Ne de olsa Putin, Maduro yönetimine açıktan destek vererek ABD'nin Monroe Doktrini'ne meydan okuyor. Washington'ın arka bahçesi gördüğü Latin Amerika'ya müdahil oluyor. Mueller soruşturmasından kurtulan Trump'ın ise daha rahat maceralara girebileceği açık. Şimdiden İsrail yayılmacılığını meşrulaştırarak Ortadoğu'da yeni çatışmaların fitilini ateşliyor.
Anlaşılan, Washington bölgemizde
İran'ı hedef almaktan vazgeçmeyecek. İran yaptırımları kararlılıkla uygulanacak.
Washington ile Ankara arasındaki S-400 uzlaşmazlığının ciddi bir yol kazasına
dönüşmemesi için
sağduyulu bir şekilde
yönetilmesi gerekiyor. Bu da Ankara'nın küresel ve bölgesel güç dağılımları bağlamında yeni sorun ve fırsatlarla yüzleşecek dinamizmde olmasını gerektiriyor.
***
Seçim sonrasında siyasete düşen görevleri altı maddeyle anlatabiliriz. 1- Seçim
sonrası polemiklerini kısa
tutarak asıl gündeme
odaklanılmalı. 2- Seçim
başarısının duygusallığı
karşı tarafı incitmeyecek
şekilde yönetilmeli
ve hızla şehirlerimizin
ihtiyaçları karşılanmalı. 3- Dış politika konuları milli birlik ve beraberlik duygusuyla ele alınmalı. 4- Ekonomide yapısal reformlar ivedilikle hayata geçirilmeli. 5- Tarım dahil stratejik sektörlerde yeni hamlelere girişilmeli ve mikro politikalara ağırlık verilmeli. 6- Demokratik konsolidasyonu sağlayacak şekilde yeni sistemin "güçlü" kurumsallaşması tamamlanmalı. Unutmayalım, 2023 seçimlerinde seçmen 31 Mart'ta hem iktidara hem de muhalefete verdiği ödevlerin takipçisi olacak.