Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Noktayı koyarken

Pazartesiden cumaya... Beş gündür, "kırmızı hafta notları" yazdık.
Belki, "kara hafta notları" demek daha doğru.
Darbelerden söz ettik... İdam edilen Başbakan... Ve iki Bakan... Kayseri Cezaevi'ne yollanan Cumhurbaşkanı... Bakanlar... Milletvekilleri.



Ünlü İngiliz devlet ve siyaset adamı William Churchill'in bir sözü var:
"Ne kadar geriye bakarsanız o kadar ileriyi görebilirsiniz."
Geçmişten... Darbeden, muhtıradan, siyasete müdahaleden söz etmemizin nedeni...
"İlerinin daha iyi görülebilmesi" için.

***


Maalesef

Darbeler... Akademi dünyasının sırtına saplanmış birer hançer.
27 Mayıs 1960 darbesinde de... 12 Eylül 1980 darbesinde de... Üniversitelerde büyük tasfiyeye gidildi.
Pırıl pırıl beyinler... İhraç edildi.
Ama... Ne kadar acıdır ki... Maalesef... Üniversiteler, geçmişte iyi sınav veremediler.
27 Mayıs 1960 darbesine ilk destek... İstanbul Üniversitesi'nden geldi.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra... Üniversiteler ortak bir karar alarak, darbe lideri Kenan Evren'e, "Fahri Hukuk Profesörü" unvanını verdiler.

***


İki gömlek

Adnan Menderes'in iki gömleği vardı... Biri bayramlık, diğeri idamlık.
Hatırlayalım... Turgut Özal, Başbakan olunca ne demişti?



"İki gömleğim var, biri bayramlık, diğeri idamlık."
Yine hatırlayalım... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da aynı sözleri söylemedi mi?



"İki gömleğim var... Bayramlık ve idamlık."
Ayıptır ayıp... Büyük ve modern Türkiye'ye yakışmayan bir ayıp. Siyasetçinin idamla korkutulmaya çalışılması büyük ayıp.

***


Akıl hocaları

Darbecilerin... Muhtıracıların, akıl hocaları hep aynı.
"Sistemden beslenip sistemi eleştirenler."



İçlerinde... Sivil toplum liderleri de var, sendikacılar da, iş dünyası temsilcileri de... Akademisyenler de... Hatta siyasetçiler de... Kenan Evren anılarında bunları yazar... İsim isim.
Genelkurmay'ın kapısını aşındıranlar... "Paşam, daha ne bekliyorsunuz?" diyerek, darbe çağrısında bulu nanlar... Günlerce yazsak bitmez.

***


Topuk selamı

Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün ve Kenan Evren'in Basın Müşavirliği'ni yaptı... Sevgili Ali Baransel dostumuz.
Kitap yazdı:



"Bıçak Sırtında... Çankaya Köşkü Yılları."
Baransel... "Kenan Evren'in makam odasına topuk selamı ile girenlerden" söz eder.
Hayır... Rütbelilerden değil.
Sivillerden... Aydınlardan... Anlı şanlı isimlerden.

***


Nato kafa... Nato mermer

Süleyman Demirel, 1964'te Adalet Partisi Genel Başkanı seçildi. 10 Ekim 1965... Seçim... Adalet Partisi, yüzde 52.9 oyla... Tek başına iktidar oldu. Evet... 52.9... Rekor... Bir daha, bu oy oranını yakalayan parti olmadı.
Asıl konuya girelim...
1965 seçim kampanyası... Giresun... Demirel, miting meydanında konuşurken... Önüne bir kâğıt geldi:
"Adnan Menderes'i astık, seni de asarız."
Kafa aynı kafa... "Nato kafa, nato mermer." Darbe özlemiyle yanıp tutuşan postalcı kafa.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da, "Makûs talih" diyerek... Menderes'in "talihi" ile korkutmaya çalışan olmadı mı?

***


Acı gerçek

Demokrasi tarlasına atılan ilk kötü tohum... 27 Mayıs 1960 darbesi.
Siyasetin ayarını, kimyasını, DNA'sını bozdu.
Hem de öylesine bozdu ki... Ayar bir türlü tutmadı... Örtülü, örtüsüz muhtıralar... 12 Eylül darbesi... Darbe girişimleri... Birbirini kovaladı.
Bugün bile, demokrasinin namlunun ucunda olduğunu düşünen kafa, o kadar çok ki.

***


Yazmazsak olmaz

Meclis... Kurtuluş Savaşı'nın gazi Meclis'i... Bazı milletvekillerinin cepheye gittiği yüce Meclis.
15 Temmuz hain darbe girişiminde bombalara rağmen milletvekillerinin terk etmedikleri... Gaziliğini bir kez daha kanıtlayan Meclis. Fakat... Yazmazsak olmaz...
12 Mart 1971... Askerin muhtırası radyoda okundu. Saat 13.00.
Meclis... Olağan toplantı... Saat 15.00... Muhtıra bu defa da Meclis'te okundu.
Milletin oylarıyla hayat bulan milletvekilleri... "Bu Meclis'in içinden çıkan... Güvenoyu alan bir hükümete muhtıra verilemez" diyemedi.
Meclis... Muhtıra yazılı kâğıdı buruşturup kirli bir mendil gibi çöp sepetine atmayı başarmalıydı.

***


Ey siyasetçi!

Geçmişi geçmişte bırakalım... Ama... Geçmişten ders alalım... Ve yarınlara bakalım.
Geçmişte yaşananları... Darbeleri... Muhtıraları... Devletin uçaklarından, milletin üzerine... Türkiye'nin simge kurumlarına bomba yağdıranları da unutmayalım.
Bu arada... Siyasetçi sınıfına da bir çift söz:
- Ey siyasetçi! Ne sırtını askere dayayarak siyaset yap... Ne de askeri zaafa uğratacak söz ve davranışla siyaset yap.

***


Hepsi gerçek

Muhtıra... 12 Eylül 1971... Süleyman Demirel Hükümeti istifa etti... Hoş geldin ara rejim. Muhtıraya destek veren verene...
Uzun uzun saymayalım... Sadece, 16 kuruluşun yayınladığı destek bildirisinden söz edelim... Sol eğilimli kuruluşlar.
Türkiye Öğretmenler Sendikası, Orman Mühendisleri Odası, Üniversite Asistanları Derneği, İnşaat Mühendisleri Odası, Dev-Genç gibi... Bildiride... Sadece muhtıraya destek verilmekle yetinilmiyor... "Daha fazlası" isteniyor:
"Meclis'in feshedilmesi... Ve ülke yönetiminin orduya devredilmesi.''

***


Yaşasın demokrasi

Pazartesiden cumaya... Darbeleri, muhtıraları yazdık... Noktayı koyalım:
"Kahrolsun darbe... Yaşasın demokrasi."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA