Türkiye'nin en farklı nüfusa sahip ilçesindeyiz... Türk, Arap, Süryani, Kürt, Ezidi... Aynı sokakta... Dostlar... Komşular.
Ezan sesi... Çan sesi... Camiler... Kiliseler... Manastırlar.
Dinlerin ve dillerin kardeşliği... Zamanın durduğu yer... Açık hava müzesi.
Kent meydanında... Tarihi bir taş binayı... Hıncal Uluç Kütüphanesi'ni görünce...
Duygulanıyoruz... Dilimiz tutuluyor.
Belediye Başkanı Veysi Şahin, "Sürpriz" diyor:
- Hıncal Uluç... Dostunuzdu... Babasını da tanırsınız... Fuat Uluç, Mardin Milletvekilliği yaptı... Adını ve anısını bu kütüphanede yaşatıyoruz.
Telefonu çeviriyoruz... Hıncal'ın ağabeyini arıyoruz... Öcal Uluç'u.
"Kütüphane" diyoruz:
- 22 Kasım'da açılışı yapılacak... Hıncal'ın vefat gününde.
Karşıdan hıçkırık sesleri geliyor... Sözün bittiği yer.
Vefa... Sadece İstanbul'da bir semt adı değilmiş... Midyat'ta bunu anladık.
Teşekkürler, kadir/ kıymet bilen... Midyat'a sınıf atlatan... Vefalı insan, Veysi Başkan.
***
Etüt salonu
Hıncal Uluç Kütüphanesi... Tarih, edebiyat, sanat, spor kitapları... Ansiklopediler.
Yıllarca yazı yazdığı daktilo.
Ödüller... Plaketler...
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Sedat Simavi Ödülü... Ankara Koleji Şükran Ödülü... Gazi Üniversitesi En Başarılı Spor Yazarı Ödülü... Malkara Galatasaray Derneği Onur Ödülü...
Kütüphanede etüt salonu da var... Öğrencilerin ders çalışmaları için... Çay, simit, çörek, börek, Belediye Başkanı Veysi Şahin'in ikramı... Belediye bütçesinden değil, kendi cebinden.
Veysi Başkan dedi ki:
- 22 Kasım'da... Müzenin açılışında yine bekliyoruz... Gelin, Hıncal'ın koltuğunda oturun, yazınızı Hıncal'ın masasında yazın.
***
Turizm... Sezon devam ediyor
Mardin turist kaynıyordu... Midyat çok daha canlı.
Çarşılar... Telkâri Müzesi... Kuyumcular... Taşın dile geldiği tarihi konaklar... Organik Köy Ürünleri Pazarı... Yerel giysiler... Hediyelik eşyalar...
Piyasaya turizm bereketi.
Bir gelin arabası geçiyor... Süslenmiş... Kalabalık, gelin ile damada el sallıyor
Gelin arabası resmi plakalı... Belediye Başkanı Veysi Şahin'in makam aracı.
Başkan... Makam aracını yeni evli çiftlere tahsis etmiş... Kendisi, kişisel aracını kullanıyor.
***
Emek durağı
Emekçiler... Bahçede, tarlada, inşaatta çalışmak isteyenler... Sabahları kent meydanında işveren bekliyorlar.
Yevmiye 500 lira.
Yazları sıcak... Kışları soğuk... Bazı günler yağmurlu.
Belediye... Durak yapmış... Konteyner durak. İşçiler sıcaktan soğuktan, yağmurdan rahatsız olmasınlar... Beklerken çaylarını içsinler diye.
Emek durağı hoşumuza gitti... Model olmasını dileriz.
***
Kütüphaneler kenti
Türkiye'nin kaç ilçesinde bu kadar çok kütüphane var acaba?
Geziyoruz, adım başı kütüphane.
Örneğin... Bebek ve Çocuk Kütüphanesi... Güneydoğu'da bir ilk...
Sineması bile düşünülmüş. Tebrikler Veysi Başkan.
***
Midyat destanı
Gördük... Sevindik... Cadde cadde dolaştık cadde tabelalarının fotoğraflarını çektik.
Şehit Fatih Akbulut Caddesi... Şehit Mazlum Gözenoğlu Caddesi... Şehit İdris Manat Caddesi... Şehit Seyfettin Taş Caddesi... Şehit Yaşar
Aygün Caddesi... Şehit Sıtkı Abdioğlu Caddesi... Şehit Abdullah Sağlam Caddesi... Şehit Sabri Aslan Caddesi... Şehit Ekrem Teoman Caddesi... Gazi Adil Acar Caddesi...
Şehitlerimizin/gazilerimizin adlarının yaşatıldığı cadde çok... Tertemiz caddeler
Midyat... Şehitlerin emanetlerine... Eşlerine, yetimlerine sahip çıkıyor... Gazilerini kimseye muhtaç etmiyor.
İyiliğin ve güzelliğin destanı yazılıyor.
***
Gani gönüllü esnaf
Turizmin böyle canlı olduğu Midyat'ta... Çarşı pazar... Fiyatlar ne âlemde?
Otelci, telkârici, lokantacı, taksici... "Fırsat bu fırsat" diyor mu?
Fiyatları şişiriyor mu? Kazık atıyor mu?
Hayır... Bin kere hayır.
Sadece tek örnek verelim... Gerisini düşünün artık.
Midyat'ın merkezinde... Fenomen Erkek Kuaförü.
Gelmişken... Saç traşı olalım.
- Usta... Borcumuz ne kadar?
- 70 lira... Ama sizden para alamayız... Misafirsiniz.
Midyat işte bu... Berber, lokanta, taksi ucuz... Parayı zorla veriyorsunuz... Esnaf, çay/kahve ikram etmeden bırakmıyor.
***
İsrail'e öfke
Yurdun çeşitli yerlerinden Midyat'a gezmeye gelenlerle konuşuyoruz.
Lokantacıyı, kasabı, gümüşçüyü, otelcilik, taksiciyi, berberi dinliyoruz.
Herkes öfkeli, tepkili.
Millet, İsrail... Amerika... Avrupa'ya ateş püskürüyor.
Çok kişiden aynı sözleri dinliyoruz:
- Elimizden bir şey gelmiyor, ona yanıyoruz.
Sadece Mardin'de değil... Sadece Midyat'ta değil... Her yerde... Ömerli, Yeşilli, Savur, Kızıltepe'de... Köylerde... Tepki/öfke giderek yükseliyor.
***
Siyaset... İki partili
Buralara gelip de siyaseti, partileri sormamak olur mu? Sorduk elbette.
Siyaset... Bölge gerçeği... İki partili.
AK Parti... Ve HADEP.
HADEP seçmeni, 14 Mayıs'ta, Yeşil Sol Parti'ye oy verdi... Yeşil Sol Parti de isim değiştirdi... Şimdi HEDEP.
Ama... Seçmen, iki ismi de kullanmıyor.
Ağız alışkanlığı... "HADEP" demeye devam ediyor.
Millet, "CHP'yi elbette biliyor... Kurultayı, genel başkan değişikliğini de." Fakat... CHP'nin oyu yok.
İYİ Parti... Mardinli'ye de sorduk, yerli turiste de... Kafalar karışık.
Diğer partiler... Millet çoğunun adını bile bilmiyor.
***
Anket
Midyatlılara sorduk:
- Ankara'dan... Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan... Bir isteğiniz var mı?
Beklenti... İstek... Çok.
Ekonominin düzelmesi, enflasyonun düşmesi, emekli maaşlarının artması gibi.
Fakat... Birinci istek... Ağırlıklı istek... Herkesin seslendirdiği istek:
- İl olmak istiyoruz. Bölgeden anlatılacak şey çok... Yarın... Hepsini yazacağız.