Büyük Atatürk... Sadece Türkiye'nin değil, özgürlük mücadelesi veren bütün ülkelerin önderi... Yaşadığı yüzyıla damgasını vuran lider.
Dünyanın hayran olduğu, takdir ettiği asker ve devlet adamı.
Rahmetle, saygıyla, minnetle, şükranla anıyoruz.
En büyük eseri olan ve 100 yaşını dolduran Cumhuriyet, yeni yüzyılda da yükselmeye devam edecek.
Ölüm yıldönümünde, bir anahtar cümlesini... Her zaman ihtiyacımız olan temel ilkesini, modern Türkiye'nin yolunu aydınlatacak söylemini paylaşmak isteriz:
"Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe, yeryüzünde onu dağıtacak bir güç düşünülemez."
Eşsiz kahraman Atatürk... Hayatını adadığın Türkiye, sana minnettardır.
***
YOK EDİLEN EVRAK
Cumhuriyet döneminin pek çok olayı... Örneğin Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünden hemen sonrasında yaşanan bazı olaylar... Hâlâ karanlıktadır.
Aradan geçen bunca yıla rağmen... Aydınlığa çıkartılamamıştır.
Gazi'nin çevresindeki isimlerden Yakup Kadri Karaosmanoğlu diyor ki:
"Atatürk ölünce... Ata'ya ait bazı evrak yok edilmiştir."
***
KAYIP 'ÖZEL' NOTLAR
Atatürk... Anılarını yazmıyor... Fakat... Zaman zaman not tutuyor.
İsmet İnönü de not tutardı... Not defterleri Metin Toker'deydi... Şimdi, İnönü Müzesi'nde.
Süleyman Demirel de bazı önemli olayları not ederdi... Üzerinde adı yazılı bloknotlara... Bir kısmı bende.
Mustafa Kemal Atatürk'ün, çevresindeki bazı kişiler hakkında tuttuğu notlar kayıp... Evet kayıp.
Bakü'de... Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal ile birlikteydik.
Ona, Atatürk'e ait kayıp belgelerden söz ettik.
Ve... Ankara'da buluşmaya, bu konu üzerinde konuşmaya karar verdik.
Unutmadan... Türkiye'ye döner dönmez Prof. Uğur Ünal, bir dizi kitap gönderdi... Derin tarih kitapları.
Teşekkürler Hocam... Ziyaretinize geleceğiz.
***
'ACI BİR OLAY'
Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü'nde yıllarca çalışan... Sonra Aydın Milletvekilliği yapan... Zühtü Uyar diyor ki:
İsmet Paşa'nın, Refik Saydam'ın ve diğer önemli zevatın Atatürk'e yazdığı mektuplar, o dönemin yetkili kimselerine teslim edilmiştir.
Ancak bunların, bu mektupların sahipleri ile notlarda isimleri geçenlerin, Ata'nın ölümünden sonra bunları aldıklarını duyduk.
O günlerde herkesin konuştuğu, birbirine üzülerek anlattığı acı bir olaydı bu.
***
'.............. DOĞRUDUR'
Atatürk'ün ölümünden sonra... Tevfik Rüştü Aras'a sorulur:
- İsmet Paşa'nın Atatürk'e yazdığı mektuplar ne oldu?
Tevfik Rüştü Aras'ın yanıtı:
Bu mektupları duydum ama yerini bilmiyorum... Atatürk'ün ölümünden sonra görevden uzaklaştırıldım.
Herkesin, kendi aleyhinde mütalaa ettiği vesikaları aldığı doğrudur.
***
'NE OLDU ACABA?'
Tevfik Rüştü Aras... Beş dönem milletvekilliği yaptı... 1920-1939.
13 yıl da Dışişleri Bakanlığı... 1925-1938.
Bir dönemin önemli tanığı... Atatürk'ün yakın çevresindeki isimlerden... Tevfik Rüştü Aras diyor ki:
Atatürk'ün notlarını, herkes hakkındaki kanaatlerini yazdığını bilirim.
Onun küçük not defterleri olması lazımdır.
Bir gün bana birini çıkardı... "Al bak Tevfik Rüştü... Senin hakkında yazıklarım bunlar" dedi.
"Teeddüp ederim (utanırım) Paşam" cevabını verdim... Almadım... Okumadım... Daha bunun gibi çok dosyası vardı... Ne oldu acaba?
Biz de yıllarını devlet arşivlerinde geçiren Prof. Uğur Ünal'a sorduk:
- Hocam... Ne oldu acaba?
Uğur Hoca ile buluşunca... Arşivlerde, derinlere ineceğiz... Bakalım bulabilecek miyiz?
***
ATA'NIN EŞYASI
Atatürk ölünce... Ankara 3. Sulh Hukuk Hâkimi Osman Selçuk, Ata'nın bütün eşyasını, 124 sayfalık bir cetvelde toplar.
Bu eşya 4 yıl Ankara Halkevi'nin bir odasında kalır.
Daha sonra da... Ziraat Bankası'nın çelik kasasına nakledilir.
Günün sorusu:
124 sayfa dolusu eşya bugün nerede?
İçlerinde kayıp olanlar var mı?
***
'NEDEN ACABA?'
Yılmaz Çetiner... Gazeteci yazar... Yıl 1969... Gazete Cumhuriyet... Çetiner, emekli hâkim Osman Selçuk ile yaptığı röportajda... Atatürk'ün terekesini (Ata'dan kalan her şeyi) sorar.
Aldığı yanıt... Kelimesi kelimesine:
Terekeyi ben tespit ettim.
Çalışmalarımı 25 günde bitirdim.
Ancak... İşimdeki sürat Nafi Atıf Kansu'yu (Cumhuriyet Halk Parti Temsilcisi) kızdırmıştı.
O daha ağır yapmamı arzu ediyordu, bense çabuk bitirmeyi.
Yılmaz Çetiner, emekli yargıcın sözünü keser:
- Neden acaba?
***
ALTIN ANAHTAR
Yılmaz Çetiner ile Osman Selçuk'un konuşmasından bir diğer bölüm... Yine noktasına, virgülüne dokunmadan:
Terekeyi tespit etmek üzere büyük Atatürk'ün köşküne gidince anahtarları toplamak istedim.
Önce, 'Birer tane var' dediler.
Fakat... Bir de baktım ki, birçok anahtar çıktı ortaya.
Ve herkeste bir anahtar var.
Hemen bunları toplamaya çalıştım... Her şeyi koca bir sandığa doldurdum.
Tekrar araştırmaya başlayınca, köşkün bütün kapılarını açan bir altın anahtarın olduğunu öğrendim.
Bir hayli sordum soruşturdum... Nihayet altın anahtarı getirdiler.
Önce bu anahtarın da tek olduğunu söylemişlerdi... Sonra bunun ikincisi olduğunu tespit ettim.
Bütün araştırmalarıma rağmen bu ikinci altın anahtarı bulamadık.
Sonra İnönü'nün Atatürk'e yazdığı bir iki mektup gördüm kasada... Bunları Nafi Atıf Kansu'ya teslim ettim... O da İsmet Paşa'ya vermiş.
***
HEPSİ GERÇEK... VE DAHA FAZLASI
Tarihin karanlık sayfaları... Atatürk'ün ölümünden sonra yaşananlar... Kamuoyundan saklananlar...
Büyük Atatürk'ün terekesi ile ilgili her şeyi büyük bir titizlikle araştıran Hâkim Osman Selçuk... Yıllar sonra... 1969'da... Gazeteci Yılmaz Çetiner'e şunları söyleyecektir:
"Altın anahtarı ve diğer konuları fazla kurcalamam neticesinde 3. Sulh Hukuk Hâkimliği'nden başka bir yere kaydırıldım."
Sonra... Göreve başka bir hâkim getirilir.
Daha sonra... O hâkim de bir suçtan dolayı mahkûm edilir.
Daha daha sonra... Cumhuriyet'in kurucusu... Büyük asker... Cumhurbaşkanı... Eşsiz kahraman... Mustafa Kemal Atatürk'ün terekesindeki pek çok eşya... Birileri tarafından gizlenir... Kaybedilir... Yağma edilir...
***
RAHMETLE... MİNNETLE... SAYGIYLA
Yazılacak daha pek çok şey var... Hepsi belgeli... Ve tanıkların ifadeleri de mevcut.
Ama... Atatürk ölünce bazı şeylerin bilinmesi istenmemiş.
Gizlenmiş.
Dileriz gün ışığına çıkar.
Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Uğur Ünal ile önümüzdeki günlerde buluşup bunları konuşacağız.
Bugün 10 Kasım.
Unutulmaz liderin... Atatürk'ün ölüm yıldönümü.
Rahmet ve minnetle anıyor, aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.