Salı öğleden sonra... Yangının, Ören'deki "termik santralle" hiç ilgisi yoktu... Uzaktaydı... Rüzgâr "ters yöne" esiyordu.
Çarşamba... Rüzgâr yön değiştirdi... Termik santrale doğru esmeye başladı.
2 uçak... 3 helikopter... Acil müdahale... Bütün ekipler seferber... Önlemler.
Ama... Alevlerin hızına yetişmek ne mümkün.
Perşembe... Rüzgâr yine yön değiştirdi... Çok şükür.
Yangın... İşte böyle bir şey.
***
Reşit Özer
Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun talimatıyla, oda ve borsalardan "bölgeye yollanan" yardım malzemelerini, ihtiyaç sahiplerine yetiştiriyor.
Yalnız değil... "Yönetim Kurulu" üyeleri de onunla birlikteler.
"Burada" bir destan yazılıyor... "İnsanlık" destanı.
***
Orhan Kılıç
Balıkçılık sektörünün en büyüğü...
Dünyanın her yerine balık ihraç ediyor.
"Filo" sahibi... TIR'lar... Kamyonlar... "Soğutuculu... Buzdolabı gibi."
Yangın yerlerinde Orhan Bey'in "yolladığı araçları" görüyoruz... Yangın bölgesine gelen "Yiyecek... Sebze-meyve... Et" bu araçlarda muhafaza ediliyor.
Orhan Bey hastaydı... Kovid- 19... Hastanede tedavi gördü... Şimdi evinde dinleniyor.
Aklı fikri yangında.
Arayıp teşekkür ediyoruz.
Bizden yangın yerlerine dair bilgi istiyor... "Başka neler yapabilirim?" diye soruyor.
***
İncir ağacından oklava darı unundan baklava
Yapmayın, etmeyin... Ayıptır, günahtır.
Sözümüz... Siyasetin "felaket tellallarına."
Yangın üzerinden "siyasi rant" arayanlara, "bulanık suda balık avlama" hevesine kapılanlara... "Sinekten yağ çıkarmaya çalışanlara."
"Yalanı" malzeme yapıp, milletin kafasını karıştıranlara.
İsmet İnönü'nün bir sözü var... Günün "anlam ve önemine" uygun:
"Yalancı insandan siyasetçi olur... Fakat... Yalancı siyasetçiden devlet adamı olmaz."
***
Fırsatçılar
İzmir depreminde gördük... Elazığ depreminde de... Şimdi ise yangın bölgelerindeler.
Utanmıyorlar... Allah'tan korkmuyorlar.
Deprem olur, "Kiraya zam yaparlar."
Yangın olur, "Kazmanın, küreğin... Yangın söndürme malzemelerinin" fiyatlarını artırırlar.
Beddua okumak iyi değil... Hele de şu mübarek cuma gününde... Ama milletin öfkesini, tepkisini, söylediğini dile getirmemiz de şart:
"Allah, belanızı versin."
***
Al sana 'Z' kuşağı
Gençlerimiz... Büyük Atatürk'ün, "Cumhuriyeti emanet ettiği" gençlik.
Uyumuyorlar... Geceleri nöbet tutuyorlar... "Görevlilere" yardımcılar.
Burak Nizamoğlu... Dostumuz Hayati Bey'in oğlu... Milas-Ören yolunda, aracı "tam gaz" kullanıyor... Acelesi var.
Aracın içi... Bagaj... "Enerji içeceği" dolu.
Burak... Polise, jandarmaya, AFAD, Kızılay, orman ve itfaiye görevlilerine "enerji içeceği" yetiştirmeye çalışıyor.
***
Orhan Tavlı
Muğla Valisi... Dur durak bilmiyor... 7/24, "olay yerinde."
"Olay yeri" birden fazla... Yangın değişik bölgelerde... Orhan Vali, bir oraya koşturuyor, bir buraya. Son durum... Vali Bey'e kulak verelim:
Köylü... Bölge insanı... Çırpınıyor... "Herkes AFAD'a, Kızılay'a, polise, jandarmaya, ormancıya yardımcı olmaya çalışıyor."
Muğla... Bütün imkânlarıyla, "can, mal ve yaşam alanını kurtarmaya odaklı."
Birlik, beraberlik, "en üst seviyede."
***
Hayati Nizamoğlu
Hamle Gazetesi sahibi... Çarşıdan "malzeme" topluyor... Yangına müdahale malzemesi... Balta... Kazma... Kürek... Tırmık... Aklınıza ne gelirse.
Yangın yerlerine yetiştiriyor.
"Bizde bu birlik, beraberlik, heyecan oldukça... Bu vefakâr ve cefakâr halk oldukça... Türkiye bölünmez" diyor.
Bu arada... Bir "rahatsızlığını" dile getiriyor:
- Bazı kimselerin yangın üzerinden siyaset yapması rahatsız ediyor... Milletin derdi siyaset değil, bir an önce yangını söndürmek.
***
Ören
Bekir Kesen... 2 dönemdir muhtar... Bir sağa koşturuyor, bir sola... Termik santralin çevresinden ayrılmıyor.
Bölgede... "Aç ve açıkta" kimse yok.
Futbol sahası, "çadırlarla" dolu.
Çadırlarda, "ocağı sönen" köylüler var... Yurdun her yerinden, "yağmur gibi yağan" yardım malzemeleri var... Yiyecek, içecek... Her şey.
Muhtar Bekir, "Allah razı olsun" diyor: - Bütün Türkiye bize yardım için yarışıyor.
***
Bodrum geceleri
Değişen bir şey yok... Bildiğiniz gibi... "Magazin sayfalarında" fotoğraf çok... Rakı, balık... Teknede partiler... Sosyal medyada "görgüsüzlük" görüntüleri.
Şair Orhan Veli... Ne demişti? Anımsayalım:
"Ne atom bombası,
Ne Londra Konferansı,
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna,
Umurunda mı dünya?"
***
Asil millet
Atatürk... Boşuna söylememiş... "Türk milleti asildir."
Milletim... Yangında evi barkı, ahırı yanan fukara köylüye, "hayvan yemi" yolluyor... Arpa... Balya balya ot... Yonca.
Milletim... "Can dostlarını" unutmuyor... Yangın bölgelerine, "kedi, köpek maması" bile gönderiyor... "Paketlerin üzerindeki isimlere" baktık... Yollayanların çoğu, "canımız, ciğerimiz kadınlarımız."
***
Nokta
Maalesef... Acı ama gerçek... Beş parmağın beşi de bir değil.
Sepette... Çürük yumurta var... Çürük elma... Çürük portakal da
Ve... Çürük insan... Daha doğrusu, "insanlıktan nasibini almamışlar."
Bir Azeri atasözü:
"Adam var, adamların nakşıdır,
Adam var, eşek ondan yahşidir."
Yangın bölgelerinde, "yalan dolan, insanları kandıran, para tırtıklamaya çalışan" öyleleri var ki... Eşekler bile onlardan üstün... Hem de kat kat.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz