Hepsi burada... Kızılay... Diyanet Vakfı... KIYAMDER... Fetih Derneği... Sadaka Taşı... Deniz Feneri... İnsani Yardım Vakfı... "Hayır işi" için, 12 sivil toplum örgütü, İdlib ve çevresinde.
AFAD, bölgede 4 okul yapmış... Okulların içini düzenleyenler... Eğitim hizmeti verenler... Türkiye'den gelen "sivil örgütlenmeler."
Dolaştığımız yerlerde "yabancılar" da gördük... Merak ettik... "Kimler" diye.
Suriyeli mihmandarımız... Dedi ki:
Onlar mı?... "Almak için" gelenler.
Türkiye dışında "Vermek için" gelen yok.
Garibanlardan... Yoksullardan... Yakılıp yıkılmış bir coğrafyadan... Kim, ne alabilir ki?
Suriyeli... Elini omzumuza koydu ve dedi ki:
- Geleceğimizi... Avrupa, Amerika... Türkiye gibi adil ve vicdanlı değil ki.
***
Çadır sohbeti
Güneş tepemizde... Hava sıcak mı sıcak... Çadırdayız... Etrafımız çocuk dolu... Sonra büyükler de geliyorlar.
Herkes bir şey söylüyor... Kimi çat pat Türkçe... Kimi Türkçe, Arapça karışık... Biri "Su" diyor, diğeri "Elektrik."
Ve... Sık sık... "Erdogan" sözü geçiyor... "Erdoğan" değil... "Yumuşak g" yok... "Erdogan."
Yerinden-yurdundan kaçan, Türkiye sınırına yakın dağlık arazide yaşayan Suriyeliler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "Su" istiyorlar... Ve "Elektrik."
Elektrik... Su... Türkiye'nin yaptığı "evlerde" var... "Camilerde, okullarda" var... Ama beklenti... "Çadırlarda da olsun."
***
Lider Türkiye
Büyük Türkiye... Güçlü Türkiye... Komşusu aç iken, tok uyuyamayan Türkiye...
Hayırseverler... Sivil toplum kuruluşları... Devlet-millet işbirliği... Neler yapmamışız ki...
30 Eylül 2020... İhale... "5 bin 902 briket ev yapılacak."
Ve... 15 Mart 2021... İnşaatlar bitmiş... Evlerde Suriyeliler oturuyorlar.
Dolaştık... Bölge bölge.
Derhasan Bölgesi... 2 bin 145 ev.
Meşetruhin... 700 ev.
Memnune... 2 bin 456 ev.
Salva... 602 ev.
Toplayınca 5 bin 903 ediyor... Oysa ihale 5 bin 902.
Çevremizdeki Türk görevliler gülmeye başlıyorlar:
- O, fazla ev de bonus... İnşaatı yapan firmanın hediyesi.
***
Erdoğan'a ve Soylu'ya 'selam'
Ahmet Kâhin... İki eşi var... Biri "Rabua", diğeri "Raval."
Bizi evine davet etti.
Evin önünde birlikte fotoğraf çektirdik.
Kapının üzerinde... "AFAD" yazılı.
Bu coğrafyada "AFAD" denilince akan sular duruyor.
Pek çok çocuk gördük... İsimleri AFAD Ali... AFAD Hatice... AFAD Ramazan.
Ahmet Kâhin ve iki eşiyle sohbet ettik... Ayrılırken "selam" yolladılar... İki kişiye.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a. Ve... "Vezir Süleyman'a." İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya.
Soylu, daha önce "buralara" gelmiş... Gezmiş... Dert dinlemiş... Çözüm üretmiş.
***
'Panelli' ev
Gezerken... Bir evin önündeki "paneller" dikkatimizi çekiyor... Ve hemen durup, araçtan iniyoruz.
Ev... 9 çocuklu Mustafa'nın evi.
"Panelleri" soruyoruz... "Elektrik" diyor.
Mustafa... İdlib'in bir köyünde... Elektriğini kendisi üretiyor.
***
Şükran
Hüseyin Yayman... Hatay Milletvekili... Bir Suriyeli ile konuşuyor... Adam, garibanın teki... Kimi kimsesi yok... Yakınlarını savaşta kaybetmiş.
Yayman, "anasını, babasını" sorunca... Aldığı yanıt hepimizi duygulandırıyor:
- Annem AFAD, babam Türkiye.
Mehmet Ali Kuseyri dostumuz, elini cebine atıyor... Suriyeli'ye para verecek.
Adam kabul etmiyor... "Şükran, şükran (Teşekkür)" diyerek uzaklaşıyor.
***
Motosiklet ormanı
Nereye gittiysek motosiklet gördük... Yüzlerce... Binlerce.
Nereye baksanız... Motosiklet tamircisi... En canlı sektör.
Motosikletler oldukça eski... Bir motosiklete birkaç kişi biniyor... Baba... Anne... Çocuklar.
"Kask" diyecek olduk... Aldığımız yanıt... "O da ne?"
Kask takan tek kişiye rastlamadık.
***
Miting
İdlib... Oldukça geniş bir coğrafya... 6 büyük bölgesi var.
Bazı yerlerde tarım yapılıyor... Buğday... Pamuk... Kiraz... Yer yer zeytin.
Yine bazı bölgelerde üzüm, incir, domates, badem... Narenciye.
Savaştan kaçanların çoğu, Türkiye'ye yakın yerlerdeler... Buralar elektriksiz, susuz... İdlib'in en yoksul toprakları.
Türkiye... Evlerin çoğuna elektrik de getirmiş, su da.
Suriyeliler... "Türkiye... Kardeş... Yaşa... Şükran" diye bağırarak, etrafımızı sarıyorlar... Toplu fotoğraf çektiriyoruz...
Miting gibi.
***
İdlib'den 'Vezire' telefon
Kalabalık... Her kafadan bir ses çıkıyor... Tercümanımıza diyoruz ki:
İçlerinden biri konuşsun... Nedir istedikleri?
Az biraz Türkçe bilen bir Suriyeli... "Kalabalığın talebini" söylüyor:
Çöp kamyonu.
Herkes... Briket evlerden memnun... Sokakların çöpleri de toplanıyor... Ama çöp kamyonu lazım... Çöplerin, evlerden uzağa taşınması için. Suriyeli... "Kalabalığın bir diğer talebini" dile getiriyor:
Herkes diyor ki... Abi, Türkiye'ye telefon etsin... Çöp kamyonu istediğimizi söylesin.
İyi de... Kime telefon edeceğiz?
Kalabalık "adres" gösteriyor:
Erdogan, Erdogan... Vezir Süleyman.
Cebimizden telefonu çıkarıyoruz... İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu arıyoruz... Suriyeliler'in çöp kamyonu talebini iletiyoruz.
Telefonun sesi açık... Suriyeliler dinliyorlar... Süleyman Soylu, hepsini selamlıyor... Kucaklıyor... Hasretle gözlerinden öpüyor.
Ve... Kalabalıktan öyle bir alkış patlıyor ki... Sanırsınız bir yere bomba atılıyor.
Yarın... İdlib notlarına devam.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz