Emekli 104 amiralin bildirisi... Aradan 15 gün geçti... Konu yargıya intikal etti... Ve herkes söyleyeceğini söyledi.
Şimdi... 104 bildirici... Şapkalarını önlerine koyup düşünmeli:
1. Attığımız taş, ürküttüğümüz kurbağaya değdi mi?
2. Bildiri yayımladık... Ortalığı karıştırdık... Elimize ne geçti?
Bildirici... Ucuz siyasete heveslendi... Montrö bahane, kahramanlık yapmak istedi... Ama hedefi tutturamadı, kendi ayağına ateş etti.
***
Savunma... "Efendim!... Estek köstek"
Haksız davanın avukatlığını yapmak zordur... Bizde ise "Haksız davanın avukatı çoktur."
İçlerinde... Kimi ararsanız var... Siyasetçi... Profesör... Sivil toplum lideri... Say say bitmez. Savunmalar, "Ama, lakin, fakat" içerikli.
Efendim... Bildirinin gece yarısı yayınlanması yanlıştı... "Fakat" içeriği doğru değil mi?
Efendim... "Aziz Türk milleti" diye yüksek perdeden söze girmek hataydı... "Lakin" amacımız iyi niyetli bir uyarıydı.
Efendim... "Aksi halde" diye başlayan cümle iyi olmadı... "Ama" bu sözler, parmak sallamak ve tehdit olarak yorumlanmamalı.
Efendim... Estek köstek...
***
Nasrettin Hoca
Efendim... Emekli amiralin darbe yaptığı nerede görülmüş?.. Bildiri, nasıl olur da, "Darbe iması" diye anlaşılır?
Anlı şanlı siyasetçilerin böyle konuşması, Nasrettin Hoca'nın meşhur fıkrasını akıllara getirdi.
Sormuşlar:
- Hocam... Tuvalette sakız çiğnemek caiz midir?
- Bir sakıncası yok...
Ama gören olursa, başka bir şey çiğnediğinizi düşünebilir.
Eee... Gecenin bir saatinde, "Aziz Türk milleti" diye, parmak sallamalı bildiri yayınlarsan... Millet de Nasrettin Hoca'nın fıkrasını hatırlar.
***
Ders
Adalet mekanizması doğrusunu yaptı... Gözaltındaki bildiriciler serbest bırakıldı... Tutuksuz yargılanacaklar.
"Bu kadar" yeter... Herkes boyunun ölçüsünü aldı.
Temel... İdama mahkûm edilmiş... İdamdan önce son sözünü sormuşlar.
Demiş ki:
- Ha bu bana ders olsun.
***
Günün sorusu
Bildirici emekli amiralleri aslanlar gibi savunan siyasetçilere bir sorumuz var:
- Onları partinize davet edecek misiniz? İki soru da bildiricilere:
- Parti mi kuracaksınız? Mevcut partilerden birine mi gireceksiniz?
Alooo!.. Sesimiz duyuluyor mu? Yanıt bekliyoruz.
***
Manzara
Nazım Hikmet'in, "Yurdumdan insan manzaraları" dediği misal...
Konu, "Darbe" olunca, içimizde çeşit çeşit insan var... Geçmişte hepsini gördük.
1. Darbecilere gaz verenler... "Haydi!.. Daha ne duruyorsunuz?" diyenler.
2. Darbeden çıkarı olanlar... "Siyasi çıkar... Maddi çıkar."
3. Resmi görüş olarak, "Kahrolsun darbe" diyenler... Ama özel görüşleri çok farklı olanlar: "Paşam, Türkiye seninle gurur duyuyor."
4. İşleri bitince darbeciyi satanlar... Önce darbeciyi sırtında taşıyıp... Sonra da, "Asın bu faşisti" diye bağıranlar.
Kenan Evren'in 3 ciltlik anılarında, "Bu manzaralar" ayrıntılarıyla var... İsim isim.
***
Can çıkmadan
Eskiden... TBMM iki kamaralıydı...
1980 darbesinden önce.
1. Millet Meclisi.
2. Cumhuriyet Senatosu.
İşte... O dönemde... Bir gün... Bir senatör... Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'i ziyaret eder:
- Paşam!.. Bu parlamento faydalı iş göremez... Duruma müdahale etmeniz lazım... Aksi takdirde memleket elden gidecek. (Kenan Evren'in Anıları... Cilt 1... Sayfa 281)
Siyaset... İşte böyle bir şey.
Genelkurmayın kapısını aşındıranları çok gördük.
Şimdi de... Amiralin emeklisini kaşıyanları görüyoruz.
Hani... Ne derler?... "Can çıkmadan huy çıkmaz."
Bizde... "Huyunda, suyunda, DNA'sında" darbe severlik olan çok.
***
Günün sözü
Don Kişot olmak için yola çıkan pek çok insan, evine Sanco Panco olarak döner.
***
İki dosta veda
Geçen hafta... İki kadim dostu kaybettik.
Biri... Yıldırım Akbulut... Eski Başbakan.
Uzun süredir hastaydı... Evinde ve hastanede çok ziyaret ettik... Giderek zayıflıyordu... Bir türlü toparlanamadı.
Diğeri... Veli Altınkaya... Kayseri'nin, "Marka" isimlerindendi... Gazeteciler Cemiyeti Başkanıydı.
Koronadan... Bir ay hastanede yattı... Çıkamadı.
Şair... Ne demiş? "Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş."
Yıldırım Akbulut... Veli Altınkaya... Geride, "Tertemiz birer isim... Hoş bir sadâ" bırakarak aramızdan ayrıldılar.
Allah rahmet eylesin... Geride kalanlara sabır versin.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz