Adana Milletvekili Necati Çetinkaya...
Diyarbakır'da "Olağanüstü Hal Bölge Valisi" iken...
Eşi Keriman Hanım bir gün "Ev yemeğine" davet edilmiş.
Ev kalabalık... Masada çeşit çeşit yemek... Bir kuş sütü eksik. Meftune... Mumbar dolması... Duvaklı pilav... Cartlak kebabı... İçli köfte... Kaburga dolması... Ayvalı kavurma... Analı kızlı köfte... Nuriye tatlısı... Kadayıf.........
Keriman Hanım bir iki lokma almış...
Yemeği bırakmış:
- Kusura bakmayın... Bana dokunuyor. Ev sahibesi "Sağ başparmağı ile işaret parmağını birbirine sürerek, para işareti yapmış" ve...
Demiş ki:
- Valiye hanım, dokunuyorsa bize dokunuyor... Siz yiyin Allah aşkına...
Parası önemli değil... Canınız sağ olsun. Geçenlerde... Diyarbakır'da "Ciğerim" lokantasında...
Benzer bir olay bizim de başımıza geldi.
Biz "Kolesterol... Kırmızı et yasak...
Ciğer hepten yasak" deyince...
Aşçıbaşı önümüze "Sumakla yoğrulmuş soğanı... Maydanozu...
Sarımsağı... Yeşil naneyi" yığdı:
- Bunlar kolesterole de, her türlü hastalığa da iyi gelir... Şimdi ciğer kebabını rahat rahat yiyebilirsiniz.
Şanlıurfa'da... Matematik öğretmeni Yasin Seyhan ve yerel medyadan Reşat Uzun'la "Doğa Mangal"a gidince...
Masamıza önce "İlaç niyetine" aynı şeyler getirildi.
Soğan... Maydanoz... Közlenmiş acı kırmızı biber.
Sonra da "Kebap... Ciğer... Aklınıza ne gelirse."