Mehmet Ali Erbil'in programında (ÇarkıfelekKanal 1) üç hanım "yarışmacı" vardı.
Erbil bazen bir "atasözü" soruyor.
Bazen bir "deyim."
Bazen de "sebze... Meyve."
Yine "soruyu" sordu.
"İpucu olarak da" bazı harfler verdi.
***
Sorduğu bir "yazarımızdı."
Birinci yarışmacı "bilemedi."
İkincisi "bilemedi."
Üçüncüsü yine "bilemedi."
***
Mehmet Ali Erbil "hem üzüldü..." Hem de "ipucu vermeye" devam etti:
- İnce Memed'in yazarıdır.
"Yarışmacılarımız" bilemediler. Erbil "yazarın diğer kitaplarını" saydı.
Yarışmacılar "bilemediler."
Erbil "çok ünlü... Nobel'e aday gösterilecek kadar ünlü... Dünya çapında... Eserleri pek çok ülkede yayınlandı" diye ipucu vermeye devam ettiyse de...
Yarışmacıların yanıtı değişmedi:
- Bilmiyorum.
***
Sağ olsun Mehmet Ali Erbil "o ağabeyimizdir, büyüğümüzdür, milletçe gururumuzdur, ellerinden saygıyla öpüyorum" diyerek "Yaşar Kemal'in" adını söyledi.
Büyük yazarımızı "stüdyodakilere alkışlattı."
***
Kusur kimde?
"Eğitim sisteminde" mi?
Bilemiyoruz.
Bildiğimiz ise...
Toplumda "argonun, küfürlü konuşmanın" yaygınlaştığı...
Ve "TV'de yarışmaya çıkacak cesareti, özgüveni gösteren" 3 kişinin, 3'ünün de "İnce Memed'i, Yaşar Kemal'i hiç duymamışlığı."