Doktor Ramazan Aydın'ın "çevresi geniş." "Hastanesi" var.
TV'de "program yapar."
"Gazetede" yazı yazar.
Önceki gün "birkaç arkadaş" bir araya gelmişler.
İçlerinden biri demiş ki:
- Cep telefonlarımızı "uzak bir yere" koyalım... Mesela "odanın köşesine."
"Diğeri" sormuş:
- Neden?
- Cep telefonu ile dinleme yapılabilir.
***
Dr. Ramazan Aydın "dinlenecek neyimiz var ki" diye tepki göstermiş ama...
Aydın'a "destek veren" pek çıkmamış.
"Çoğunluk" telefonların "uzağa konmasından yanaymış."
***
Ramazan bey direnmiş:
- Ben telefonumu uzağa koymayacağım... Soğan yemediysem ağzım kokmaz.
Arkadaşları "yapma, etme" diye onu ikna etmeye çalışmışlar:
- Biri dinler... Konuşmanın başından iki cümle, sonundan bir cümle alırlar... Birbirine bağlarlar... Sonra al başına belayı.
***
Dr. Ramazan Aydın dün ziyaretimize geldi.
"Ben böyle şey görmedim" dedi:
- Toplumda bir hastalık başladı... Paranoya.
- Bir şüphe, bir endişe, bir korku ki sormayın.
- Telefonum dinleniyor mu şüphesindekiler içinde siyasetçiler de var.
- Durduk yerde paranoyak olduk çıktık.
***
- Ramazan bey, siz doktorsunuz?.. Paranoyanın tedavisi nedir?
- Güven... Devlette uyum... Cumhurbaşkanı, liderler, komutanlar, yüksek yargı mensupları bir toplantıda, düğünde, resepsiyonda, törende birlikte olsalar... Yüzleri gülse... Birlikte resimleri yayınlansa... Eminim, paranoya bulutları birden dağılır.