Adını kim koyduysa "yanlış koydu."
"Ergenekon" diye operasyon ismi olur mu?
Önceki gün "emekli albay" dostumuz, Dr. Ramazan Aydın "artık okullarda çocuklara Ergenekon destanını nasıl okutacağız" diye sordu.
***
Tabii bu arada "başka yanlış işler" de oldu.
Acılar, üzüntüler, Kuddusi Okkır'ın başına gelenler, sabahın köründe evden alıp götürmeler...
***
Ama "eğri oturalım doğru konuşalım."
Sonunda "ne olursa olsun, isterse dağ fare doğursun" bu operasyonun-soruşturmaların bir "getirisi" söz konusu.
Artık kolay kolay kimse "cuntacılık" oynamayacak.
"Darbeciliğe" soyunmayacak.
***
Artık kolay kolay hiçbir komutan, diğer komutanın "telefonunu dinletmeyecek."
Hiçbir komutan, diğer komutanın "kişisel dosyalarını" evine alıp götürmeyecek.
***
Emekli albay dostumuz Dr. Ramazan Aydın bir "köy çocuğu."
Köyünden, kasabaya ilk gelişinde bir berber dükkanı görmüş.
Ve abisine seslenmiş:
- Ağam ağam, bak doktor adamı ameliyat ediyor.
Abisi gülmüş:
- Len Ramazan... Orası berber dükkanı... Berber, müşterisini tıraş ediyor.
***
Dr. Ramazan Aydın "ben pirinç pilavını ilk defa askeri okulda yedim" dedi.
Ve ekledi:
- Ordum benim her şeyim.
***
Ordu "hepimizin her şeyi."
Hepimizin "gözbebeği."
Ordumuz "peygamber ocağı."
Üstüne titreyeceğiz.
"Milletin içinden çıkan ordumuzun" üstüne titreyeceğiz.
Yıpratmayacağız.
***
Ama ordu mensubu birileri de "milletin içinden çıkan parlamentoya karşı" darbe planlamayacak.
Demokrasiyi içine sindirecek.
Köylünün çocuğu albaylığa, generalliğe yükselecek.
Milletvekili, Cumhurbaşkanı seçilecek.
Ve "halkın oyuyla gelen, halkın oyuyla gidecek."