Eskiden "Uşşak" diye bilinirmiş. "Aşklar" anlamında. Evliya Çelebi'nin "küçük ama bakımlı bir yer" dediği Uşak, "aşklar kenti" olarak tanınırmış.
Binlerce yıllık "aşklar kenti Uşak", aynı zamanda bir "acılar kenti... Şehitler kenti... Gaziler kenti."
Hangi köye gitseniz "Kurtuluş Savaş'ndan bir anı."
O günleri yaşayan bir "nine" ya da "dede."
***
Uşak Lisesi'nin eski müdürü Mehmet Ersin "sizi kayınpederimle tanıştırayım" dedi.
Ve yaş 90'ı geçmiş olan Mehmet Ünal'ı getirdi. O sırada Vilayet Konağı'ndaydık. Mehmet dede bizi Uşak Valisi sandı, elimize sarıldı:
- Demek Cumhuriyetin Valisi sensin... Atatürk'ün yolunda hizmete devam et... Seni seviyoruz Vali bey.
"Dede" dedik:
- Biz vali değiliz.
Sonra Vali Ali Fuat Güven'i gösterdik:
- İşte sözünü ettiğiniz Uşak Valisi.
***
Uşak'ın Ulubey ilçesinin Çardak köyünden, emekli veteriner teknisyeni Mehmet dede anlattıkça, anlattı.
Vali beyle birlikte dinledik.
Yunan birlikleri Dumlupınar'da yenilgiye uğratılmış.
İzmir'e doğru geri çekiliyor.
Kaçıyor.
Mehmet Ünal'ın köyüne de "düşman yurdu terk ediyor" haberi geliyor.
- Sonra dede?
- 2 Eylül 1922 sabahı tan ağarırken Yunan müfrezeleri, bizim köyde 15 evi ateşe verdiler... Harman yerlerini yaktılar... Sonra da köyü terk edip, gittiler.
***
- Daha sonra dede?
- Ben daha güççüktüm, çocuktum... Bir borozan öttürüldü... Baktık 50 kadar atlı geliyor... Amanın Yunan geliyor diye kaçışırken, içlerinden biri bağırdı.
- Ne diye?
- Korkmayın kardeşler, biz Mustafa Kemal'in askerleriyiz diye.
- Sonra?
- Kadın, erkek, çoluk, çocuk, genç, ihtiyar köyde kim varsa herkes Mustafa Kemal'in askerlerinin atlarının ayaklarına sarıldı... Atları öptük, askerleri öptük.
***
Kimi üzüm bulup koşturmuş, kimi kavun, kimi yumurta, kimi ekmek.
Askerlere vermek için.
Askerler "yolumuzdan çekilin, bizi oyalamayın" demişler:
- Bizi bırakın, varıp iki köy daha kurtaralım.
***
- Yaa işte böyle gazeteci bey... Çok acılar çektik... İyi ki Atatürk vardı... Atatürk, 15 gün sonra fakire, evi yanana giyecek yolladı... Atatürk bizleri okula yolladı... Atatürk bizi adam etti... O günleri unutmayın gazeteci bey evladım.