Çağdaşlığın ölçüsü sadece "yol yapmak, okul yapmak, Batı'ya açılmak" değil. Çağdaşlığın bir ölçüsü de "özürlüye sahip çıkmak." Erzurum Valisi Mustafa Malay ile "işte bunları" konuşurken... Telefonu çevirdi "Ordu'nun, Kayadibi köyünü" aradı: - Dilaver, nasılsın?.. Kardeşlerin nasıl?.. Annen nasıl? Dilaver "Vali beyin hasretle ellerinden öptüğünü" söyledi ve devam etti: - Büyük Allah, büyük Türk milletine, büyük Türk devletine zeval vermesin.
***
Mustafa Malay, Dilaver'i "Ordu Valisi iken" tanımış. Kayadibi köyünde, çukurda "bir göz" bir ev görmüş. "Tek odada" yaşayan dört kişi.
***
Baba ölmüş. Anne ise hasta. "Yakın akraba evliliğinden" üç çocuk olmuş. Dilaver, koltuk değneği ile duvara yaslanabiliyor. Ama oturamıyor. Bütün gün yatıyor. Kardeşi Selim, oturuyor ama ayağa kalkamıyor. Kızkardeşinde ise "yürüme sıfır." "Konuşma sıfır." Derdini "el işaretleri ile" anlatabiliyor.
***
Mustafa bey Ordu Valisi iken onların evine "her hafta sağlık ekibi" göndermiş. Sağa, sola, eşe, dosta rica etmiş: - Fitrenizi bu aileye verin... Zekâtınızı gönderin.
***
Mustafa Malay şimdi Erzurum'da. Ama "eli, kolu kanadı" hala Dilaverler'in üzerinde. Dilaver "bu haline rağmen" yine de ailenin "tek düzgün konuşanı." Telefonu kapatırken Vali bey sordu: - Dilaver, bir isteğin var mı? - Cumhuriyet sağolsun Vali bey.
***
Mustafa Malay'a "Allah sizden razı olsun" dedik. "Ben ne yaptım ki" diye yanıt verdi: - Hayırseverleri arıyorum... Yardım edin diyorum... Ve bu ailenin aç kalmamasına çalışıyorum. - Vali bey... Biz de arasak... Telefon numarası neydi? - 0.452.259 43 58... Telefonu ya Dilaver açar ya da annesi Külsan Yıldız... Özürlü de olsa, onlar bizim evlatlarımız... Düşmez kalkmaz bir Allah... Yarın kimin ne olacağını, kim bilebilir?.. Bu dünyada ne verirsen elinle, yarın öteki dünyaya o gider seninle.
***
Sokakta bir "özürlü" görse, makam otomobilini durduran, onu alıp gideceği yere götüren Mustafa Malay'dan Allah bin kez razı olsun.