Yaşar Bilgin. Mersinli bir ailenin çocuğu. 1971'de Çapa'da "tıp okuyordu." Mersin'deki babası bir gün, gazetelerde oğlunun resmini gördü. Doktor olsun diye İstanbul'a gönderdiği oğlu, "Dev Genç eylemcisi" olup, çıkmıştı. Hemen İstanbul'a geldi. Oğlu Yaşar "saç uzatmış, sakal bırakmış, parka giymiş", slogan atıp duruyordu... Dönemin hükümetine (Adalet Partisi'nin iktidarda olduğu dönem) bağırıyordu: "Ata binmiş eşekler, millet sizden ne bekler."
***
Babası, kolundan tuttuğu gibi onu "okuldan aldı, yurt dışına yolladı." Yaşar, ABD-Kaliforniya'da tıp okudu. Almanya-Giessen'de felsefe. Şimdi Giessen Üniversitesi'nde profesör. Türk-Alman Sağlık Vakfı Başkanı. Hessen'de, Eyalet Başbakanı'nın Danışmanı. Alman Göç ve Uyum Komisyonu Üyesi. Alman-Türk Vatandaşlar Konseyi Başkanı.
***
- Abi, Türkiye'den ayrılırken, Çapa'daki kaydımı sildirmemiştim... Bir yıllığına diye çıktım... 32 yıl oldu, dönemiyorum... Kim derdi ki Yaşar Almanyalar'da kalacak.
***
Yaşar Bilgin "kalp doktoru." Alpaslan Türkeş'ten Semra Özal'a, İsmet Sezgin'den Ali Talip Özdemir'e kadar pek çok kişiyi "Giessen'de kontrolden geçirmiş." Son yıllarda "özel bir konuda" çalışıyor: Göçmenler tıbbı. (Migranten medizin.) - Doktor... Nedir bu? - Adam geldi... 56 yaşında... Kayserili... Hastayım dedi... Tahlil, anjiyo, kontrol... Bir şeyi yok... Ama o hergün geliyor, hastayım diyor... Gel işin içinden çık. - Çıktınız mı? - Çıktık. - Nasıl? - Adamla günlerce konuştum. - Ne dedi? - Dedi ki... Evde kral gibiyim... Eşim, çocuklarım bana paşa muamelesi yapıyor... Ama işe gidiyorum, köle muamelesi görüyorum... Anladım ki adamın sorunu psikolojik... Özgüven, kişilik, uyum, kültür farkı sorunu... Bu ciddi bir hastalık... Ve Türkler'de çok yaygın.
***
Prof. Bilgin "dinamik... Heyecanlı... Beş parmağında beş hüner olan" bir Türk. Çoğu zaman sakin. Ama bazen patlamaya hazır saatli bomba oluveriyor: - Yahu abi çıldıracağım... Deprem sırasında para topladık... Türkiye'ye yolladık... Okul olsun, hastane olsun diye... Abi bu nasıl iştir, parayı çarçur ediyorlar... Para yerine gitmiyor... Yüz milyarlık iş, beş yüz milyara yapılıyor... Çıldıracağım.