"100 dolarını 5.000'e çıkarmak ister misin?" Herhalde bu reklamı görüp heyecanlanmayan hatta internetin başına geçip işleme başlamayan olmamıştır.
Hele hele kolay para kazanmayı seven bir toplum olduğumuzu düşünürsek...
Tam da böyle oldu forex işi...
İlk başlarda denetim sıfırdı. Aracı kurumlar da internet üzerinden işlem yapan şirketler de vatandaşı yanılttı.
Bileni, bilmeyeni piyasaya girdi. Hatırlayın, 2009'da sistemi denetlemekten sorumlu, dönemin SPK Başkanı dahi "Forex işi bir şekilde gidiyor. Her an bir şey olacak diye ödüm patlıyor" diyordu.
İşte gün geldi piyasa hepimizin ödünü patlatacak noktaya geldi. Forex mağdurları diye siteler oluşturuldu. Meclis'te araştırma komisyonları kuruldu. SPK ve MASAK devreye girdi.
Ama nafile tabii. Bireysel yatırımcıların yüzde 87'si forexte para kaybetti.
Hazırlanan raporlardaki tablo daha da vahim. Öğrendiğime göre, forexte mağdurların envanteri çıkarıldı. Tespitlere göre, 20-22 bin kişi bu işten zarar etti. Kaybedilen para ise yarım milyar (500 milyon) doları buluyor.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin dün bir TV programında yaptığı açıklamaların arkasında da sanırım bu rakamlar yatıyor.
Canikli ne diyor?
"Önlem almasaydık Türkiye dijital kumarhaneye dönecekti, küçük yatırımcıların tamamı kaybediyordu." Forex işlemleri yapan aracı kurumların hükümetten gelen açıklamaları iyi okuması lazım... Bana göre, forex firmaları referandumdan sonra kaldıraç oranının artırılacağı ve başlangıç limitinin düşürüleceği beklentisine girmesin.
Bu kadar zarar ve mağdur varken düzenlemeden geri dönüş neredeyse imkânsız...