Daha booking.com icat edilmemişken yegâne referansımız olan Küçük Oteller Kitabı'nın yeni baskısı çıktı. Üstelik de manalı bir yaşta bu yıl: 18. Müjde & Sevan Nişanyan'ın 1998 doğumlu bebeği, rüştünü Mutlu Tönbekici'nin kucağında kutluyor. Yeni oteller eklenmiş bu yıl. Nereler var, Kuzey Ege'den başlayalım bakalım...
BURASI BOZCAADA
YÜZYILLIK RUM EVİ:
Adını adanın ilk rock barından almış, beş odalı ve beş yaşında bir ufak otel burası: Kalinda Hotel. Rum mahallesinde, 1914'ten kalma Rum evi; kediler, köpekler ve çiçeklerle çevrili sempatik bir yer olduğu söyleniyor.
HAKİKİ BAĞ EVİ:
Adanın batısındaki göz alıcı üzüm bağlarının ortasında dört tane oda yapmışlar. Adı Talay Bağ Evi. Günbatımı, sessizlik, huzur vaadi var.
ZEYTİNLİ, İĞDELİ, DEFNELİ BAHÇE:
On dönüm bahçe içinde iki bağ evi, sekiz oda: Mavi Karga Bozcaada. Buranın en baş döndüren tarafı bahçesi gibi görünüyor: Zeytin, iğde, defne, limon, çam, nar, okaliptüs, karabiber ağaçları... Kuşlar, tavuklar... Yumurtalar folluktan, domatesler bostandan, pişi ve gözleme de bonus.
LAVANTALI VE YEMEK ATÖLYELİ:
Geniş bir arazinin ortasında, üzüm bağıyla ayçiçeği tarlasının arasında, üç odalı bir otelden bahsediyoruz: Lavantalı Ev Bozcaada... Sahibi, Toscana'da yemek eğitimi almış, kendi de yemek atölyeleri yapıyormuş.
İSTİKAMET ASSOS
BETONSUZ KÖYDEKİ ALTERNATİF:
Önceliğiniz deniz değilse, tatlı bir köy hayatı yaşamak iyi gelebilir. Betonun en az girdiklerindenmiş Koyunevi Köyü. Alterna Köy Oteli sempatik bir yer gibi görünüyor. Reçel meraklısı sahibi en son nane reçeli üstüne çalışmalar yapıyormuş.
SULTANAHMET'TEN MİDİLLİ'NİN KARŞISINA:
Assos'un batı tarafı hakikaten güzel: Sivrice Feneri Mevkii, Bektaş köyü, Ayvacık demek, Terra Zoe Hotel'den Midilli'ye el sallamak demek. Sahibi 20 yıldır Sultanahmet'teki tatlı bir oteli işleten Amerikalı bir hanım. Buradaysa çarpıcı bir konumda ilginç mimari, davetkâr bahçe, ferah odalar sunuyor.
GÖLGELİ ÇINARLAR, AZGIN ZAKKUMLAR:
Burhaniye Körfezi'nin kıyısında bir eski zaman kampıymış burası ve her şey 40 yıl öncesinin doğallığında, saflığındaymış. "Devasa çam ağaçları, bol gölgeli çınar ağaçları, azgın zakkumlar" deniyor. Retro ve demode ama butik otel pozlarından boğulanlara nefes verebilir anlaşılan Altın Kamp.
HEDEF AYVALIK
ADI EFSANEVİ BALTADAN GELİYOR:
Ayvalık'taki Otel Labris'in adı, Zeus'un baltasından geliyormuş. Labirentte canavarı öldürürken kendini de aydınlatan çift taraflı efsane balta. Özeniyle, iyi malzemeleriyle ve de özellikle mutfağıyla (Midye tenceresi çok gıdıklıyor) müşterinin de dünyasını aydınlatabilir hissi veriyor.
YÜZ YILLIK ZEYTİNYAĞI VE SABUN FABRİKASI:
Altı odalı zevkli ve zeki bir otel Beyaz Yalı, söylenenlere bakılırsa. 1908'de inşa edilmiş bir zeytinyağı ve sabun fabrikasından dönüştürülmüş. Deniz üstündeki taş terası çağırıyor.
TEVELLÜT 1898, RESTORASYON ALKIŞLIK:
Ayvalık'ın merkezindeki Kydalya Hotel geçen yıl açılmış ama bina 1898 doğumlu. "Gördüğümüz en güzel restorasyonlardan" deniyor. Tavanlar yüksek, eşyalar boğmuyor, aileden kalma eskiler hoşluk katıyor gibi.
MÜHİM NOT: Tatil çok kişisel bir şey; tavsiyesi zor... Herkesin beklentileri, talepleri, öncelikleri başka... Tahammül edemedikleri, ifrit oldukları... Birinin hiç umursamadığı, belki hoşuna bile giden, diğerini çileden çıkarabilir. Kullandığımız sıfatlar hiç uyuşmayabilir. Vs vs. Otel seçerken tek bir yere bağlı kalmayıp internette iyice sondaj yapmanın faydası var o yüzden. Bazen üslup da fotoğraflar da haddinden fazla tavlayıcı olabiliyor. Denizin dibinde gibi sunulan yerin önünden yol geçip otobüse binmek bile gerekebiliyor! Sonra o hayalin hayal kırıklığına dönüşmesi fiziksel kırık acısından aşağı kalmıyor. Sitelerdeki sıradan vatandaş yorumlarını, beğeni ya da şikâyetlerini de göz önüne almak faydalı özetle. Ha, laf çakmak niyetiyle yola çıkanlar yok mu, var. Ama biraz pratik yaptıktan sonra değerlendirebiliyor insan. Yemeğin tuzlu gelmesi tek seferlik bir şanssızlık mesela ama denize sıfırmış gibi yapan bir yer üç kilometre uzakta çıkıyorsa, orada sorun var. Herkese iyi tatiller diyerek bağlayalım.