Kültür sanat âleminin kalbi nerede atıyor bu aralar derseniz, Venedik'te... 56. Venedik Bienali'nde. Dünyanın en prestijli, en köklü, en etkili sanat olaylarından biri bu, malum. İşi sergilenen sanatçılar açısından da, ziyaretçi sanatseverler için de havalı bir durum. Bienalin bu yılki başlığı 'Dünyanın Tüm Gelecekleri'. Bu yılki küratörü ise Nijeryalı yazar, sanat eleştirmeni ve küratör Okwui Enwezor. İşte onun ana sergi için seçtiği 136 sanatçı arasında tanıdığımız, sevdiğimiz bir isim de var: Kutluğ Ataman.
İLK BEŞTEN BERİ KUTLUĞ ATAMAN
Arsenale'deki Artiglierie binasında, Kutluğ Ataman'ın Sakıp Sabancı'nın Portresi adlı video enstalasyon çalışması yer alıyor. Sabancı'nın vefatının 10. yılı için ailesi tarafından sanatçıya sipariş edilen, geçen yıl da Emirgan'daki SSM'de sergilenen bir eser bu. Sakıp Sabancı'yla yolu kesişen binlerce insanın portre fotoğrafından oluşan, teknolojinin nimetlerinden de sonuna kadar faydalanan deli bir iş. Rahmetli Sabancı'nın insanla olan sıcak ilişkisini hissettiriyor. 'The Venice Biennale in 2015 through Five Works' başlıklı bir makalede; Andreas Gursky, Adrien Piper, Bruce Nauman ve Raques Media Collective'in işleriyle beraber sayılmış Kutluğ Ataman'ın bu video yerleştirmesi. Bu yılki bienalin 'beşibiryerde'sinden yani.
TÜRKİYE PAVYONU'NDA SARKİS
Venedik Bienali 56. Uluslararası Sanat Sergisi Türkiye Pavyonu'ndaysa yine takip ettiğimiz isimlerden, günümüzün önemli kavramsal sanatçılarından Sarkis'in Respiro adlı yerleştirmesi yer alıyor. Bienalin ana mekânlarından Arsenale'deki Sale d'Armi binasında. Defne Ayas küratörlüğünde ve İKSV koordinasyonunda... 'Respiro' İtalyancada nefes anlamına geliyormuş. "Türkiye Pavyonu'nda bir nefes dünyası oluşturdum" diyor Sarkis. "Respiro sürekli nefes alıp veren bir yerleştirme." Fotoğraflarını görmüş olabilirsiniz; aynalar, vitray panolar, acılar ve tanıdık simalar aracılığıyla biraz tarih, biraz siyaset, biraz insanlık eleştirisi diyelim çok özetle.
AÇ AÇINA GEZİLMEZ!
Eser tasviri kolay değil. 56. Venedik Bienali, 22 Kasım'a kadar devam edecek. Çağdaş sanat trendlerini bizzat yerinde görmek için gıdıklananlardan olabilirsiniz. Belki kurdele kesip, tanıdıklarla selamlaşıp dönmeyecek, birkaç gün uzatıp işi tatilleştireceksiniz. Belki önümüzdeki haftalar için ayarladınız programınızı ya da kışa kadar ne yapıp edip fırsat yaratacaksınız. Her halükarda şunu bilmelisiniz: Bienal aç açına gezilmez! O yüzden Where Chefs Eat'i karıştırıp, İtalya'nın mutfak açısından en iddiasız yeri olan Venedik'te çuvallamamanız için ehil ellerden bir de restoran 'beşibiryerde'si verelim:
1 BALIĞA ADANMIŞLIK BURADA:
Antica Osteria Cera bir deniz mahsulleri cenneti. Şehrin kargaşasından uzakta bir balığa saygı duruşu mekânı... Unutulmayacak bir öğle yemeği, deniyor. Hesap biraz tuzlu ama bilgi ve özenin üst düzey olduğu, dolayısıyla da değdiği vurgusu var.
2 SADECE 24 KİŞİLİK:
Bir şef, günübirliğine Venedik'e gelse, akşam yemeğine Alle Testiere'ye gitmek isteyeceğini söylüyor. Yerel deniz mahsulleri sunan küçücük bir yer burası; dokuz masada toplam 24 kişilik yeri var sadece. Beyaz masa örtülü değil, koyu renk kâğıtlar serili masalara. Harcıâlem görünüme karşılık, gayet sofistike bir mutfaktan bahsediliyor.
3 GECEYARISI KAZINTISINA:
Harcıâlem, salaş, samimi bir geç saat durağı burası: Enoiteca Mascareta. Karizmatik sahibinin ideal bir gece insanı ve ev sahibi olduğu, 'cicchetti' denen atıştırmalıklarla içecekleri çok iyi eşleştirdiği bilgisine dikkat çekiliyor. Eğlence de garanti galiba.
4 ROMANTİZM Mİ GEREK:
Görülmeye değer, romantik manzarada iyi yemek (Modern İtalyan Mutfağı) adresi burası: Ristorante Quadri. Daha da şaşırtıcı olan, servis mükemmel deniyor ki ilk ikisi varsa bundan çoğunlukla şikâyet edilir. Sırrı, bütçe dostu olmamasında herhalde!
5 HAVALI BİR BAR-BİSTRO:
Cipriani bağlantısından tahmin edileceği gibi kazıkçana bir yer Harry's Bar ama bir şef demiş ki "Ben açmak isterdim". Kokteyl alınır, bir şeyler atıştırılır o halde.