Çoğumuz hayatta hatalar yaparız. Doğal olarak da bu hataların sonucunda, pişmanlık duyarız. Ama hatalarımızda takılıp kalmak, iyi bir şey değil. En güzeli geçmişten ders alarak, "şimdi"yi yaşamak ve sadece geleceğe bakmak. Bakın bu konuda katıldığım çok iki güzel tespite rastladım. Birincisi yazar Katherine Mansfield'in.
Şöyle: "Hiç pişmanlık duymamayı, geriye dönüp bakmamayı bir yaşam kuralı edinin.
Pişmanlık enerjinizin boşa harcanmasına neden olur; geçmişin üzerine bir şey inşa edemezsiniz. Önemli olan anı yaşayabilmektir."
Evet anı yaşamak gerçekten değerli. Anın kıymetini bilmek. Anın içinde olmak.
Şimdinin farkındalığını yaşamak. Bu konuda, aynı paylaşımda bulunanlardan biri de, tarih dehlizlerinin tanınmış kişiliklerinden Marcus Aurelius.
Şöyle demiş: "Eğer gerçekten sahip olduğumuz biricik şey, içinde bulunduğumuz 'an' ise ve sahip olmadığımız bir şeyi yitirmemiz de mümkün olmadığına göre, birisinin elimizden alacağı tek şey yaşadığımız andır..."
Ne diyelim... En iyisi 'insanın, faniliğinin sürekli farkında olarak'; yaşadığımız 'an'ların kıymetini hep birlikte bilmek. Bunu başarırsak, yaşam anlam kazanıyor.