Denizlispor başlangıcında, geçmişin sorunlarını bitirmek isteyen bir F.Bahçe vardı sahada. Üç yıl sonra takımın başına geçen Daum, aslında yeniden kolları sıvamıyor, dördüncü senesinde, kaldığı yerden işini devam ediyordu.
Verilen 'şampiyonluk' sözlerinin ağırlığının hissedilmemesi, böylesine çetin bir mücadelenin arzuyla devam etmesi için F.Bahçe'ye gereken ilk şey 'devamlı kazanmak'tı. Resmi maçlar etabında, bu sihirli çıkışın sinyallerini verdiler zaten. Artık Turkcell Süper Ligi'ne, "Ağabeyiniz geri döndü" demeleri gerekiyordu.
O yüzden kazanmalıydılar.
Daum takımın kurgusunu bozmadan, beklenen ve bilenen on biri ile sahaydı. Daha ilk dakika dolmadan Alex, Güiza'ya golü de attırdı. Daum'un rampadaki füzesi, böylece stresli atmosferden çıkma fırsatını da yakaladı.
Zor maç, gergin hava yerini, skoru elinde tutup, yine rakibinin hata yapmasını ustalarının ayaklarına emanet eden F.Bahçe'ye bıraktı. Topu sahada enlemesine dolaştırarak, kontrolün kendilerinde kalmasını sağladılar. Rakibe, yarı sahasında basarak, tehlikeli ataklara izin vermeden baskı kurmayı tercih ettiler.
Emre ve Alex'in pas koridorlarından, artık risk almaya başlayan Denizli defansının arkasına doğru seyrek de olsa etkili paslar gidiyor ama Santos ve Güiza'nın 'yorumsuz' katkılarıyla beyhude oluyordu.
45 dakika kesilen elektriklerin verdiği müthiş 'mola' süresine rağmen Daum'un yorgunluğu ve işlevsizliği sezmemesi, hamle yapmaması, seyretmeye devam etmesi inanılmazdı. Alman hoca şampiyonluğu bıraktığı yerde, aynen devam ediyordu anlaşılan.
Fizik olarak bir 'yürüme' şampiyonuna rakip olmaya kararlı Santos'un, rakip ile değil, Alex ile rekabete girmesine de seyirciydi Daum. Mehmet Topuz'u ısınmaya gönderdiğinde dakika 75'ti.
F.Bahçe'nin dörtlü defansı ve iki ön liberosu ile maçı kazandığını söylememiz yanlış olmaz. Gökhan Gönül'ün diğer üç beceriksize, 'Gol nasıl atılır' dersini de vermesiyle gece son buldu.
Daha sert maçlar başlamadan Santos'un bitikliğine, iki gol atmasına rağmen maçların kaderinin Güiza'ya teslim edilemeyeceği gerçeğine çözüm bulunması gerek. Ceza kesen bir takım ile oynandığında kimsenin şikayet etme hakkı da kalmaz sonra...