Luis Aragones'in gönderilmesinden bir gün sonra, 28 Haziran'da Christoph Daum takımı topladı ve Samandıra'da ilk antrenmanı yaptırdı. Aykut Kocaman zaten bu süreçte devredeydi. Planlar yapılıyor, alınacak oyuncular inceleniyor ve Kocaman'ın uyum süreci işliyordu.
Bu ikilinin takıma el atmasının üstünden birkaç gün geçti. Antrenmanlar devam etti, Almanya'da kamp ve hazırlık maçları yapıldı. İstanbul'a dönüldü ve resmi maçlar için kramponlar ayaklara geçirildi.
Bunları, yukarıdaki cümlelere baktığınızda takımın sorumlusu olarak kimi hissettiğinizi vurgulamak için anlatıyorum. Bir tane başkan ya da yönetici kelimesi geçmedi. Ne Samandıra'da ne de Almanya'da tek bir yönetici yüzü görülmedi. Bu bir tesadüf değil. Eleştirmek için de yazmıyorum. Doğru yapıldığını, artık herkesin görevini ve yerini bilmeye başladığını gördüğüm için belirtiyorum.
Aziz Başkan'ın ağzından çıkan "Üç yıl üst üste şampiyonluk" sözü bir vaattir. Artık kendisine duyulan güvenin azalmaya başladığını görerek, taraftarına ve kongre üyelerine verdiği teminattır. Ama "değişim" sözü vaadi aşıyordu. Bu radikal bir atılımdı ve geçmişte yapılan hataların itirafıydı.
BİR DEVRİN SONU "
Herkes görecek" derken, 'inanmayanlar' arasındaydık. Yaşananlar, nasıl farklı bir yönetim modelinin gerçekleşeceği konusunda umutsuz bırakıyordu bizleri. Fakat soyunma odalarında profesyoneller dışında kimse yok. "Bir iş nasıl başlarsa, öyle gider" diye bir söz vardır. Bu nedenle ön yargımızdan arınıyoruz yavaş yavaş...
Daum rahat çalışıyor. Aykut Kocaman yetkilerini sonuna kadar kullanıyor. Böylece esas işleri kulüp yönetmek olanlara, teknik adamlık vazifesi için sıra gelmiyor. İpler hocanın ellerinde, futbolcular 'mum' gibi, sahada 'kapris' yapan yok, herkes sorumluluk alıyor. Çünkü başı ve sonu belli bir yapı kuruldu.
Aynı değişimi tribünlerin de yakaladığını görmek, KFY ve Genç Fenerbahçeliler'in Maraton üst tribünde, kendilerine ayrılan bölgede tezahüratların yine başlangıç noktası olduğuna şahit olmak da geçmişin yanlışlarını düzeltmekti. Aynı formayı giyenler, aynı renklere gönül verenler, isimlere değil Fenerbahçe'ye olan aşklarını birleştirdiler. Aralarına polis dizilen Fenerbahçe taraftarlarının bulunduğu tribünler
devri de bitiyor.