Ortadoğu tetikte. Dünya nefesini tutarak İran'ın İsrail'e yapacağı misillemeye kilitlenmiş. Hamas lideri İsmail Haniye ile Hizbullah komutanı Fuad Şükür suikastlarından sonra tansiyon had safhada. Herkesin gözü İsrail'in ABD'yi de içine çekmek istediği bölgesel savaş hamlesinin nasıl sonuçlanacağında.
Ancak bize gösterilen tablonun arkasında başka bir resim var. Bu hamleler bir bakıma siyonist rejimin son çırpınışları. Gazze'deki barbar soykırımda hedeflerine ulaşamayan İsrail devletini şimdiden beka kaygısı sarmış durumda. Bakmayın siz siyonist mavalları aktarmak uğruna her hakikati çarpıtan küresel kartel medyasının manipülasyonlarına.
İsrail rejimi 20 yıldır ABD'nin İran ile savaşmasını istiyor. Her tür provokasyona başvuruyor. Ne var ki siyonist lobinin gücüne rağmen bunu başaramadı.
***
Hamas'ın 7 Ekim saldırısından sonra bu fırsatı yakaladığını düşündü. Fakat geldiğimiz aşamada bütün planlarının çöktüğünü görüyor. Çünkü
rasyonel Amerikalı siyasilerle sağduyulu birçok Yahudi aydın artık yoğun şekilde
Ortadoğu'daki post-Siyonist dönemi konuşuyor. ABD'nin daha
2015'lerde Barack Obama ve Joe Biden yönetiminde
'İran Nükleer Anlaşması' ile ilk işaret fişeğini yaktığı yeni bölgesel projeleri tartışıyor
Amerika'nın
en iyi Yahudi dergisi sayılan Tablet, Beyaz Saray'ın Filistin ve İsrail'in
geleceğine dair hazırladığı projeleri
"The Ottoman American Empire/Osmanlı Amerikan İmparatorluğu" ve After Gaza/ Gazze'de Sonra" başlıklarıyla dosyalaştırmış.
Elliott Abrams (Dış İlişkiler Konseyi üyesi), Jeremy Ben-Ami (J Street kurucusu),
Amiad Cohen (
Herut Center CEO'su ve Hashiloach yayıncısı),
Michael Doran (Hudson Enstitüsü üyesi), Jon Greenwald (30 yıllık dipomat, Uluslararası Kriz Grubu eski başkanı) ve Lee Smith'in (yazar) katıldığı yuvarlak masa toplantısında
planı destekleyenlerle karşı çıkanların hararetli tartışmalarını görüyoruz.
***
Yazar Tony Badran,
ABD'nin Ekim 2022'de hazırladığı planın dönemin İsrail
Başbakanı
Yair Lapid tarafından
'İsrail- Lübnan Deniz Sınırı Anlaşması' şeklinde
kamuoyuna açıklandığını iddia ediyor.
Plana göre Biden da Obama gibi
Ortadoğu'da ABD, İsrail ve İran'ın birlikte bölgeyi yönettiği bir koordinasyon sistemi kurmayı hedefliyor. ABD'nin aslında
Levant bölgesinin yönetimi (Doğu Akdeniz) için hazırladığı plana göre gelecekteki
Filistin devleti, Lübnan ve Suriye'nin tıpkı Osmanlı dönemindeki gibi özel yönetim ile
sancak, eyalet, vilayet ve mutasarrıflıklara ayrılarak idare edilmesi öngörülüyor.
Zaten makalenin görselindeki haritada da
'Özel Lübnan Eyaleti', 'Özel Filistin Yönetimi', 'İsrail Sancağı', 'Kudüs Mutasarrıflığı' gibi Osmanlı idari terminolojisi kullanılmış. Lübnan ve Suriye ise ülke isimleriyle değil Osmanlı'daki gibi
Şam, Beyrut ve Trablus gibi vilayet isimleriyle yazılmış.
Planın tek iyi yanı
İsrail'in hegemonyasına son vermesi. Doğu
Akdeniz'in geleceğine dair sinsi projede
ABD, İsrail ve İran var ama görüldüğü üzere
Türkiye'den hiç bahsedilmiyor. Nedenlerine bir sonraki yazıda değinelim.