Ukrayna'da ABD için işler hiç de istediği gibi gitmiyor. Rusya'ya karşı yekvücut olamayan Batı'daki çatlak derinleşiyor. Zira Anglosaksonların Rusya üzerinden yeni dünyaya karşı verdiği savaşa, Polonya ile Baltık devletleri ve Japonya dışında pek kimse destek vermiyor. Türkiye, Çin, Hindistan, İran, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, Mısır, Brezilya, Venezuela ve Güney Afrika gibi Batı dışı dünyanın en etkili aktörleri Rusya'ya yönelik yaptırımlara karşı çıkıyor.
Ancak ABD için asıl ölümcül adım Fransa, İspanya ve İtalya gibi merkez Avrupa'daki önemli NATO üyesi ülkeler haricinde Almanya ve İsrail gibi özel ilişkilere sahip olduğu aktörlerden de istediği randımanı alamayışı. İsrail en başından Rusya'ya yönelik ekonomik savaşta yer almayacağını açık şekilde beyan etmişti.
Çünkü yaptırım furyasına katılan İsrail'in Filistin işgali ve Suriye başta olmak üzere Ortadoğu'da izlediği saldırgan siyasette Rusya'nın sert vetosuna maruz kalacağı açık. Yani Tel Aviv'in birçok yumuşak karnı bulunuyor. Bu nedenle İsrail, kriz patlak vermeden Ukrayna lideri Volodimir Zelenski'nin Yahudi kökenine rağmen safını net bir şekilde belli etmişti.
***
Almanya ise en başından beri aslında 'örtülü bir Rusya yanlısı' tutum sergiliyor. Bunun hem tarihi hem demografik hem de son yıllarda iki aktör arasında gelişen jeopolitik ve jeoekonomik ilişkilere dayalı birçok ayağı var. Merkel dönemindeki tape skandalı üzerinden yapılan şantaj ve tehditlerle Rusya, Türkiye ve Çin'e karşı sahaya sürülen Almanya bu kez yaş tahtaya basmamakta kararlı görünüyor.***
ABD ve İngiltere'nin baskısı ile iç kamuoyundaki Atlantikçi kanadın ağır eleştirilerine rağmen Scholz, Ukrayna'ya ağır silahların gönderilmesine yanaşmıyor.