Küresel emperyal statüko zor zamanlardan geçiyor. Irak ve Afganistan'daki ağır hezimetlerden sonra 'teröre karşı savaşı' bitirdiğini söyleyen Amerikan yönetiminin "Ortadoğu'dan çekiliyorum ve yeni hedefim artık Rusya ile Çin'i kuşatmaya dayanan Asya-Pasifik stratejisi" demesi pek inandırıcı bulunmuyor. Çünkü bütün bu açıklamalar sadece bir retorik cambazlıktan ibaret. Zira jeopolitik realiteler farklı bir tabloya işaret ediyor.
ABD'nin yeni rota ve yeni siyaset iddiaları bu bağlamda bir vitrin düzenlemesinin ötesine geçemiyor ve inandırıcı olamıyor.
Zira Amerika yine o bildiğimiz eski emperyal Amerika. İmkânları azalsa da ihtirasları ve hedefleri yerli yerinde duruyor. Gelip giden 'Başkan'lara rağmen 'grand strateji'ye hâlâ silah şirketleri, Pentagon'daki savaş lordları ve finans çetelerinden oluşan 'Derin Amerika'nın oligarşik bürokrasisi yön veriyor.
Nitekim Irak ve Afganistan işgallerini kurgulayan eski kadrolar o eski yüzeysel senaryolarıyla bu kez Ukrayna kriziyle, Tayvan sorunuyla, Doğu Türkistan meselesiyle ve Yunanistan oyunuyla karşımıza çıkıyor.
11 Eylül 2001 saldırılarını bahane edip Afganistan ve Irak'ı işgal eden George W. Bush döneminden bu yana aynı stratejiyi farklı başkanlara rağmen aynı kadrolarla sürdürüyorlar.
***
Bu yazıda 'Derin ABD'nin demirbaşlarından üç isme değineceğiz... İlki 2013'ten bu yana ABD'nin dışişleri bakanı yardımcılığını yapan Victoria Nuland.
2000 ila 2003 arasında ABD'nin NATO temsilcisi olan Nuland, 2003'ten 2005'e kadar ise Irak işgalinin mimarlarından oğul Bush'un yardımcısı Dick Cheney'in ulusal güvenlik danışmanlığını yaptı.
Burada Nuland'ın eşi olan neo-con stratejistlerden Robert Kagan'a da değinmekte fayda var. Şimdi liberal şahin olarak arzı endam eden Kagan, 2002'de neo-conların kalesi sayılan Weekly Standard dergisinde ABD'nin Irak işgaline bahane olarak gösterdiği yalanların baş planlayıcısıydı.
Kartel medyada ses getiren makalelerinde Kagan, Irak'ın kitle imha silahlarından bahsediyor ve Saddam Hüseyin'in 11 Eylül saldırılarını düzenleyen saldırganlara Boeing 707 ile eğitim yapmaları için Irak'ta bir kamp ayarladığını ve eylemcilerden Muhammed Atta'nın saldırıdan bir iki ay önce Irak istihbarat yetkilileriyle görüştüğü yalanlarını pazarlıyordu.
Bütün bu hata ve yalanlarına rağmen Kagan ve Nuland ikilisi Bush'tan sonra gelen Barack Obama tarafından terfi ettirildi. Rusça ve Fransızca bilen 60 yaşındaki Nuland, 2013'te Avrupa ve Avrasya'dan sorumlu dışişleri bakan yardımcısı olarak atandı. Hâlâ bu görevde. Şu an ABD'nin Rusya, Çin ve Türkiye'yi hedef alan Avrasya siyasetinin kraliçesi olarak biliniyor.
Rus karşıtlığı ile tanınan Nuland, şimdi Yunanistan elçisi olan Geoffrey Ross Pyatt ile Ukrayna krizini organize etmişti. 2014'te Nuland'ın o sıra Kiev elçisi olan Pyatt ile yaptığı telefon görüşmesinde "S....r et şu AB'yi" diye küfrettiği de ortaya çıkmıştı.
***
Bu isimler Donald Trump döneminde de yerlerini korudu. Joe Biden geldiğinde de derin pozisyonlarında değişiklik olmadı. Özellikle Ukrayna'yı karıştıran şu anki Pyatt'ın Obama tarafından 15 Temmuz 2016 darbe ve işgal girişiminden önce Atina'ya elçi atanması dikkat çekti.
19 Mayıs 2016'da görevlendirilen Pyatt'ın elçilik görevi, darbe grişiminden tam bir gün önce onaylandı.
Ukrayna'yı parçalayan ve krize sürükleyen Pyatt şimdi de ABD'nin Yunanistan üzerinden devreye soktuğu Türkiye'yi kuşatma projelerinin bir numaralı şövalyesi olarak çıkıyor karşımıza.
Son olarak Yunanistan ile ABD'nin imzaladığı savunma ve sahil güvenlik anlaşmalarını Büyükelçi Pyatt, "ABD'nin 21'inci yüzyıldaki yeni güvenlik mimarisi" şeklinde kutsamıştı.
Ne var ki kılavuzu bu kargalar olan ABD'nin Türkiye, Rusya, Çin ve İran'ı hedef alan gerçeklerden kopuk Doğu Akdeniz ve Asya-Pasifik politikası da tıpkı terörle savaş stratejisi gibi hezimetle sonuçlanacak.