2013'ten bu yana dünyanın gündemini meşgul eden ve ABD Başkanı Joe Biden'ın iktidara gelmesiyle yeniden ısınan Ukrayna krizinde beklenen işgal veya savaş gelişmesi yaşanmadı.
Rusya'nın sınırlarına ve 'sinirlerine' dayanan ABD ve İngiltere'nin kışkırtmalarına rağmen Rus lider Vladimir Putin, şimdiye kadar soğukkanlılığını korudu.
Fakat Ukrayna krizinin ilk yarısında ABD, Almanya ve NATO üzerinden istediğini bir nebze de olsa elde etmenin rahatlığı içinde. Çünkü kriz sayesinde ABD hem Avrupa ve Rusya arasındaki ilişkileri bozmayı başardı hem de Ukrayna sorununu bir NATO ve Rusya savaşına dönüştürdü.
Rus lider, 23 Aralık'taki yıllık basın toplantısında boşuna "NATO bizi arsızca kandırdı" çıkışında bulunmadı. Aynı toplantıda Ukrayna'ya saldırıya ilişkin de "Biz kimseyi tehdit etmiyoruz. ABD ya da İngiltere sınırına dayanan biz miyiz? Bize gelen onlar. Şimdi de Ukrayna'nın NATO'ya katılacağını söylüyorlar" diye konuştu.
Görüldüğü üzere cephe Ukrayna olsa da küresel bir savaş söz konusu. Hatta NATO yetkilileri Ukrayna dışında Finlandiya ve İsveç'in de üye yapılacağını söyleyerek ellerini biraz daha yükseltmiş durumda.
***
Ancak Putin'i asıl öfkelendiren ABD veya onun güdümündeki NATO sekretaryasının çıkışları değil. Kremlin için asıl mesele Almanya'dan alınan darbe oldu.
Nitekim yıllık toplantısından bir gün sonra Putin, Angela Merkel'in ardından iktidara gelen ve geleneksel olarak Rusya'ya yakın duran Sosyal Demokrat Olaf Schulz yönetimindeki koalisyon hükümetinin Ukrayna krizini bahane ederek yapımı biten Kuzey Akım -2 boru hattını aktive etmeme kararını 'aptallık' olarak niteledi.
ABD'nin karşı çıkması nedeniyle 11 milyar dolarlık 1230 km uzunluğundaki Kuzey Akım-2 projesinin açılışı ertelendi. Oysa Rusya Parlamentosu Enerji Komitesi Başkanı Pavel Zavalny geçen hafta teknik olarak biten hattın Ocak 2022'de çalışmaya başlayacağını açıklamıştı.
Zaten ABD yaptırımları olmasaydı yılda 55 milyar metreküp gaz pompalayacak olan ve ayrıca temiz hidrojen nakletmeye de uygun bir boru hattı olan Kuzey Akım-2 projesi 2019'da bitecekti.
Hem ertelemeye hem de ABD'nin Kuzey Akım -2 projesini Ukrayna krizinde pazarlık kartına dönüştürmesine kızan Moskova da, 2015'ten bu yana Ukrayna hattı kapalı olduğu için Frankfurt'a Belarus ve Polonya üzerinden Sibirya gazını ulaştıran Yamal hattını kapattı.
Yüzde 6 olan akış geçen salı itibarıyla sıfıra düşürüldü. Rusya gerekçe olarak artan iç talebi gösterdi. Anlaşılan Almanya başta olmak üzere enerji krizi derinleşecek olan Avrupa'yı soğuk bir kış bekliyor.
***
Başbakan Olaf Schulz yönetimindeki Berlin'i hizaya getiren ABD'nin yeni hedefi ise Türkiye ve Rusya arasındaki yakınlaşmayı torpillemek.
Amerikan ve Asya medyasında Ukrayna'daki krizin kaderini Türk SİHA'larının belirleyeceği ve Rusların Donbass'taki Pantsir-S1 savunma sistemlerini Türk SİHA'larından korumak için kendi topraklarına geri çektiği yönünde haberlere sıkça yer verilmesi dikkat çekici. Son olarak National Interest dergisi Rusya'nın da Türk SİHA'ları için sıraya girdiğini ileri sürdü.
SİHA'larımızın övülmesi kuşkusuz milli gururumuzu okşuyor. Fakat unutmamak lazım ki Türkiye, ABD için Almanya gibi kolay lokma değil. Özellikle son yıllarda birçok badire atlatan Türk-Rus ilişkileri Ukrayna krizinde ABD'nin yeni provokasyonlarını da başarıyla atlatacaktır.
Hatta ABD'nin merkez Avrupa'yı yanına çekmesi üzerine Rusya'nın Çin ve Türkiye ile olan ilişkileri daha da önem kazanacak ve daha da derinleşecektir.