Küresel güç rekabetinin merkezi Pasifik Okyanusu, Güney Çin Denizi ve Basra Körfezi'nden zengin enerji yataklarının bulunduğu Doğu Akdeniz'e kayıyor. Bölge ülkeleri ile büyük güçlerin birbirleriyle mücadele ettiği en sıcak cepheye dönüşen Doğu Akdeniz'de hakkını aramayanın ve alamayanın hakkından gelineceği tarihi günlerden geçiyoruz.
Doğu Akdeniz'de liderliğini ABD'nin yaptığı Fransa, Yunanistan, İsrail ve Mısır'dan oluşan maymunlar ittifakının en büyük hedefi ise Ortadoğu'da başaramadıkları Türkiye'ye yönelik kuşatmayı denizden gerçekleştirmek.
Ancak Sayın Erdoğan'ın dediği gibi Türkiye sahip olduğu siyasi, ekonomik ve askeri gücüyle kendisine dayatılan ahlaksız haritaları birer birer yırtıp atıyor.
Yeni Türkiye önderliğinde Doğu Akdeniz'de orta çıkan yeni dengeler küresel blokları da hareketlendirdi.
Bazı aktörlerin stratejik sessizliğinden dolayı hala net olmasa da iki bloklaşma görülüyor.
ABD ve mafyatik gaz çetesine çok az AB üyesi ülke tam destek veriyor.
İtalya, İspanya, Malta, AB dönem başkanı Almanya ve İngiltere Batı blokunun 'mütereddit aktörleri' konumunda. Rusya ve Çin ise ABD karşıtı grand stratejileri bağlamında Türkiye'ye arka çıkıyor.
***
ABD'nin,
GKRY'ne uyguladığı 33 yıllık silah ambargosunu Dünya Barış Günü
olan 1 Eylül'de kaldırması
sonsuz savaşları bitirme politikasının ne kadar boş olduğunu
bir kez daha ortaya çıkardı. Suriye, Irak
ve Afganistan'dan çektiği asker ve silahlarını
Doğu Akdeniz'e yığan bir ABD var karşımızda.
Girit adası, Dedeağaç ve Rum kesimi ABD'nin yeni cephaneliği olma yolunda.
ABD'nin Doğu Akdeniz'deki yığınağı Türkiye yanında
Rusya'yı da hedef alıyor.
Çünkü ABD silah ambargosunu kaldırmayı,
Rumların limanlarını Rus gemilerine kapatma şartına da bağladı. Ne var ki ABD'nin asıl isteği sadece gemilerin değil
Rus finansının da adadan kovulmasıdır.
Bu ortak düşman haliyle Ankara ve Moskova'yı daha da yakınlaştırmaya başladı.
Bunun son örneği Rusya'nın Türk yetki alanında icra edeceği Doğu Akdeniz'deki uçuş faaliyetinin 1 Eylül'de
Antalya'daki istasyondan yayınlanan Navtex'le dünyaya duyurulmasıdır.
Çünkü ABD ve AB sadece Türkiye'yi değil Rusya'yı da hedef alıyor. Batı dünyası Moskova'yı zehirlenen muhalif lider
Aleksey Navalnıy, Belarus sorunu, Almanya ile Kuzey Akım projeleri ve Estonya'daki NATO tatbikatı üzerinden sıkıştırmaya devam ediyor. Bu nedenle Türkiye'nin Rusya için ilan ettiği Navtex hamlesi ABD ve müttefiklerine yönelik önemli bir uyarıdır aynı zamanda. Bu çerçevede sadece Rusya ile değil ABD'nin saldırısı altındaki
Çin,
Almanya ve İtalya gibi ülkelerle de Türkiye arasında '
stratejik empati' giderek yükseliyor.
***
Rus Navtex'i hamlesinden daha önemlisi de Türkiye'nin
KKTC ile 6-10 Eylül'de yapılacak "Şehit Yüzbaşı Cengiz Topel Akdeniz Fırtınası Tatbikatı'nı ilan etmesidir. Yerli savunma silahları
ATAK'lar, İHA ve SİHA'ların yer alacağı tatbikat bu yıl
Ekim'den Eylül'e çekildi.
Daha önceleri sadece
KKTC'deki Türk Barış Gücü'ndeki askerlerle yapılan tatbikata
bu yıl TSK'nın hava, kara ve deniz güçlerine
bağlı seçkin birlikleri de katılacak.
Dolayısıyla Batılı analizciler bile Türkiye'nin kararlılığı ve çıkışlarının ABD liderliğindeki eski dünya düzeninin çöküşünü daha da hızlandıracağını itiraf ediyor.
Nitekim
Financial Times'tan Marttin Wolf, bu gerçeğe işaret ettiği yazısında "Hem
Batı'nın liderlik ettiği ekonomik küreselleşme
hem de Soğuk Savaş sonrası ABD liderliğindeki
tek kutuplu Atlantik eksenli jeo-politik dünyanın
üstünlüğü sona eriyor" diyor.
Kuşku yok ki
Türkiye'nin küresel ve bölgesel dengeleri yeniden şekillendiren destansı hamleleri tarihe altın harflerle
geçecektir.