Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

Siyonist rejimin eş-dost kapitalizmi

İslam dünyasına ölümcül bir kanserli tümör gibi çöreklenen İsrail'deki Siyonist rejim, Müslümanların Ramazan ve Kurban Bayramı sevincini zehirlemek için her yıl muhakkak bir siyasi provokasyona, diplomatik barbarlığa veya Filistin halkına yönelik bir soykırım terörüne başvurur/du.
Bu kadim Siyonist tezgâh bu yıl da değişmedi. İsrail işgal rejimi, bu kez Batı Şeria ve Ürdün Vadisi'nin ilhak planlarını ilan etti. Ve bu kirli planını da yine bir bayramımızın öncesine denk getirdi.
İsrail ile onun payandalığını yapan ABD ve diğer Batılı devletler de iyi biliyor ki işgal altındaki Filistin ile vesayet altına alınmış diğer Müslüman ülkeler zincirlerini kırmadıkça İslam dünyası da özgürleşemeyecektir.
Kolonyal zihniyetli kesimler dışında herkes Siyonist rejim ve destekçisi ABD'nin zayıfladığını görüyor. Küresel sistemin devranı kökten değişiyor. Nitekim Siyonist rejim ve destekçileri tüm hazırlıklarına rağmen Batı Şeria'nın ilhak sürecini gerçekleştiremediler.

***

Hem korona salgını, ırkçılık karşıtı gösteriler ve derinleşen ekonomik kriz nedeniyle sarsılan ABD'nin İsrail'e destek verememesi hem de İsrail iç politikasındaki yolsuzluk ve çürümüşlük yüzünden Filistin'i yutma projesi şimdilik 'ertelenmiş' görünüyor.
İşgalci evanjelik-siyonizmin destekçisi ABD ve diğer batılı ülkelerin hali postkorona döneminde daha da kötüleşecektir. Yeni dönemde Çin ve Rusya da İsrail'in beka çıkmazına çözüm bulamayacaktır.
Zira İslam âleminin başına musallat olan ABD ve İsrail gibi müstevli güçler en çok da içeriden çürüyor. İsrail geçen yılki üç seçimden sonra daha birkaç ay önce zor bela bir koalisyon hükümeti kurabildi.
Londra'daki Regent's Universitesi uluslararası ilişkiler profesörlerinden Yossi Mekelberg'in de sık sık ifade ettiği gibi İsrail siyasetinin merkezindeki yolsuzluk, rüşvet, bürokratik talan ve eş dost kapitalizmi, apartheid rejiminin sonunu daha da hızlandıracaktır.

***

2015'te eski başbakanlardan Ehud Olmert, yasalara aykırı olarak para aldığı için sekiz ay hapse mahkûm oldu. Kasım 2019'da ise şu anki Başbakan Benyamin Netanyahu hakkında rüşvet aldığı, yolsuzluk yaptığı ve görevini kötüye kullandığı suçlamalarıyla dava açıldı.
Rüşvet suçundan 10 yıla kadar, yolsuzluk ve görevini kötüye kullanma suçlarından ise üç yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya olan Netanyahu, görevdeyken hakkında dava açılan ilk İsrail Başbakanı.
Bu örnekler İsrail siyasetinde, kamu kaynaklarını ve siyasi gücü kötüye kullanmayla ilgili sadece buzdağının görünen kısmıdır. İsrail'de tek bir gün yok ki politikacılar ya da devlet görevlileri hakkında bir yolsuzluk söylentisi duyulmasın.
Mahkûm olanlar arasında eski bir cumhurbaşkanı, maliye, sağlık, iç işleri ve dini işler bakanları, milletvekilleri ile yığınla yüksek düzey bürokrat var.
Zaten son dönemde Netanyahu aleyhine İsrail çapına yayılan protesto gösterileri de mızrağın artık çuvala sığmadığını gösteriyor.
Politikacıların büyük şirketlerle ortaklığı ve bu ilişkilerden kendilerine ve mensup oldukları partiye çıkar sağladığı kurumsallaşmış yolsuzluk yani ahbap-çavuş kapitalizmi İsrail'de artık tek siyasi ve ekonomik norm haline gelmiş durumda.
Siyonist hareketin ürünü olan İsrail'in içeriden yozlaşması en çok da Siyonist rüyayı gerçekleştirmek amacıyla dünyanın dört bir yanından getirilenleri hayal kırıklığına uğratıyor.
İçeriden çürümüşlüğe ek olarak dış destek de azalınca Siyonist rejimin nihai çöküşten kurtulması çok zor görünüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA