Dünyanın korona salgını ve ekonomik kriz ile boğuştuğu bir dönemde Pasifik'ten Akdeniz'e Kafkasya'dan Somali'ye uzanan geniş bir coğrafyada vekâlet savaşları yerini artık büyük güçlerle orta sıklet devletlerin karşılıklı gövde gösterilerine ve yer yer de çatışmalarına bıraktı.
ABD ve Çin arasındaki artan gerilimlere ek olarak Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinin yanı sıra Rusya ve Türkiye'nin de içinde yer aldığı Suriye ve Libya gibi kriz başlıklarına son olarak Ermenistan'ın Azerbaycan'daki sivil yerleşim yerlerine yönelik saldırıları eklendi.
12 Temmuz pazar günü Ermeni güçlerin ağır silahlarla saldırdığı Tovuz'dan Bakü- Tiflis-Kars demir yolu, Bakü- Tiflis-Ceyhan petrol boru ve TANAP'ın başlangıcı olan Güney Kafkasya doğal gaz boru hatları geçiyor.
Ermenilerin, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ortak projelerin olduğu Tovuz'u hedef alması çatışmaların savaşa dönüşme riskini artırıyor.
Ne var ki Türkiye'nin Bakü'nün yanında yer alacağını açıklaması Ermenistan'ın sırtını sıvazlayan güçleri paniğe sevk etmiş durumda.
***
NATO üyesi Türkiye'nin sınırında bir savaş tehlikesi bile hassas bir süreçten geçen Rusya için büyük bir yıkım anlamına gelecektir. Üstelik Türkiye'nin Suriye ve Libya'da oyun değiştirici bir faktöre dönüşen SİHA ordusuyla baş etmek de öyle kolay değil artık.***
Moskova'nın Erivan ve Bakü arasındaki krize yaklaşım tarzı bundan sonra Türkiye ile girdiği stratejik ilişkilerin seyrini de etkileyecektir. Bu nedenle Erivan saldırınca gözler hemen Rusya ve Türkiye'ye çevrildi. Çatışmanın bölgesel hatta küresel bir savaşa yol açıp açmayacağına dair spekülasyonlar ortalığı kaplamaya başladı. En revaçta olan senaryo ise Suriye ve Libya'da amaçlarına ulaşamayan ABD ve Fransa gibi ülkelerin Azeri- Ermeni çatışması üzerinden Rusya, Türkiye ve İran'ı karşı karşıya getirmesidir.