Modern dillere 15. yüzyılda giren kriz (crisis) kelimesi Yunanca 'krisis'ten geliyor. Krisis, 'ayırt edici güç, karar, tercih, seçim, hüküm, çatışma, mücadele ve ayrıştıran kuvvet' gibi birçok anlama sahip.
Ancak kelimenin en ayırt edici özelliklerinden biri hem iyileşme hem komaya girme bakımından 'hastalıkta dönüm noktası' anlamında da kullanılması.
Bu bağlamda tanımı gereği her kriz köklü bir değişimin de adı aynı zamanda. Kuşkusuz korona da kriz niteliğiyle yapıcı veya yıkıcı gelişmelere yol açacaktır.
Zira tarihte büyük kırılmalara yol açmayan bir kriz yok. Örneğin 6. yüzyıldaki Justinianus Vebası, Bizans ve Sasani imparatorluklarını sarstı. Tarihin mecrasını değiştiren 14. yüzyıldaki Kara Veba da (1347-1351), Orta Çağ'ı kapatıp modern çağın kapılarını araladı.
Avrupa'nın sosyal, siyasi ve ekonomik temellerini alt üst eden veba, kilise ve feodalizmin gücünü kırdı. Bu sayede feodal yapılar yerini modern ve merkeziyetçi kapitalist devletlere bıraktı. .
***
1347'de İtalya ve Mısır'ı sarsan salgın Avrupa,
Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da nüfusun üçte birinin ölmesine neden oldu.
Örneğin günümüzün
New York'u olan dönemin Kahire'sinde nüfusun yarısı öldü.
1353 tarihli Decameron hikâyelerinde Floransalı yazar
Giovanni Boccaccio (1313-1375), salgının dehşetini
"Bu veba kalplere öyle bir korku yerleştirdi ki kardeş kardeşi terk etti" sözleriyle ifade ediyor.
Anne babasını bu salgında kaybeden modern tarih biliminin kurucusu
İbn-i Haldun (1332-1406) ise eşsiz eseri
Mukaddime'de (1377)
Kara Veba'dan şöyle bahseder:
"Milletleri yıktı, nüfusları eritti. Evler boş, yollar ıssız kaldı. Hanlar boşaldı.
Hanedanlıklar zayıfladı.
Beşeri dünya tamamen değişti." İngiliz tarihçi
Bruce Campbell de salgının
karanlık Avrupa'yı temelden yıktığını söyler. Vebanın tetiklediği sosyal
ve ekonomik krizler
1368'de Fransız, 1381'de İngiliz köylü ayaklanmalarına, 1378'de de Floransalı işçilerin isyanına yol açtı.
***
Kara Veba'nın etkisiyle
İngiltere'de egaliter kapitalizm, Fransa ile İspanya'da aristokratik monarşi, İtalya'da da ticaret kapitalizmi ortaya çıktı.
Salgın Avrupa dışında Mısır'da
Memluk hanedanlığının zayıflamasına neden olurken
Bizans'ı da girdaba soktu.
Oluşan
güç boşluğunu Osmanlılar doldurdu ve bu
değişim
1453'te İstanbul'un fethiyle sonuçlandı. Osmanlıların
Balkanlar, Kuzey Afrika, Ortadoğu
ve Akdeniz'e egemen olmasıyla
Avrupa ülkeleri Hindistan'a ulaşmak
için
Afrika'ya yöneldi ve
bu da köle ticaretine yol açtı. Bu
arayış daha sonra Amerika'nın
keşfiyle sonuçlandı.
Bu anlamda Kara Veba'nın
uzun vadedeki sosyal, siyasi ve ekonomik sonuçlarının kısa dönem etkilerinden daha fazla dönüştürücü olduğunu görüyoruz.
Peki, korona nasıl bir değişime yol açacak? Kuşkusuz korona da bitecek ama etkilerinin daha uzun süre devam edeceği kesin.
Zira sosyal hareketlerin seyri yanında
uluslararası güçlerin korona krizine karşı devreye sokacağı stratejiler, hemen olmasa bile tıpkı Kara Veba'da olduğu gibi uzun vadede statükoyu sarsarak yeni bir düzenin oluşmasına yol açacaktır.
Bu kaçınılmaz bir sonuç gibi görünüyor. Başta da söylediğimiz gibi koronadaki iyi ve kötü etkiye sahip kriz potansiyeli
ya mevcut küresel düzeni iyileştirecek ya da onu komaya sokup tamamen yok edecektir.