ABD'deki müesses nizam adeta can çekişiyor. Küreselci Sorosçularla sembolize edilen Amerikan derin devletinin manivelası konumundaki bürokratik oligarşi ile hukuk devletinin temsilcisi seçilmiş Başkan Donald Trump arasındaki savaş artık ABD için en büyük ulusal güvenlik sorunu haline gelmiş durumda. Bir bakıma dünya ile savaşı bırakan yankiler birbirleriyle savaşa tutuştu. Bu tespiti yapan kurum ise bizzat Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon.
Şubat 2018 tarihinde yayımlanan Pentagon imzalı Ulusal Güvenlik Stratejisi Raporu'nda aynen şu ifade kullanılmıştı...
"Şu an Amerikan ulusal güvenliği için en büyük tehdit ve öncelik terörizm değil, devlet içi stratejik rekabettir"
Neredeyse herkes Amerikalılar için en büyük güvenlik tehdidinin artık ne Rusya ne Çin ne de DEAŞ olduğunda hemfikir. İronik ama gerçek. Dünya için küresel kaos kaynağına dönüşen ABD yılanı bu kez kendini sokmaya başladı. Zaten bu yüzden 'Savaşı eve getiren Trump'ın başka bir ülkeye saldırmasına gerek kalmadı' deniliyor.
Trump'ın 3 Kasım 2020 seçimlerinde favori görünmesi Amerika'daki statükocuları adeta çıldırtıyor. Demokrat Partililer, 'vatana ihanet ve başkanlık yetkilerini kötüye kullanmakla' suçladıkları Trump hakkında son kozları olan azil sürecini de masaya sürdü.
Ne var ki buradan bir sonuç almaları çok zor. Zira bir çağ kapanıyor. Neo-liberal emperyalistlerle Jeff Bezos, George Soros ve Amerikalı milyarder kardeşler David ve Charles Koch'un finanse ettiği Yahudi lobisine yakın medya, akademi ve derin devlet mekanizması Donald Trump'ın neyi sembolize ettiğini hala kavrayabilmiş değiller.
Gerçekte olan Amerikan imparatorluğunun çöküşüdür. Ne var ki Trump bu kaçınılmaz sonu hızlandırmaktan başka bir şey yapamıyor, yapamaz da!
ABD'nin yaklaşan bu kıyametten kaçınmak için Trump'dan daha makul bir seçeneği de yoktu zaten.
***
Bu anlamda nereden bakılırsa bakılsın Trump ile özleşleşen dönem Imperium Americana için sonun başlangıcıdır.