Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

Küresel dengelerde Barış Pınarı depremi

Türkiye'nin 9 Ekim'de başladığı ve varılan mutabakat sonucu 17 Ekim'de ara verdiği Barış Pınarı Harekâtı'nın domino etkisi sadece Suriye ve bölgemizde değil küresel güç haritalarında da zincirleme reaksiyonlara yol açmaya başladı.
Türkiye'nin harekâtı sonucu ABD'nin Suriye'den askerlerini çekme kararı alması ve ardından üç gün önce Washington ile varılan anlaşma kapsamında terör örgütü YPG'nin ağır silahlarını teslim edip güvenli bölgeden çıkmayı kabul etmesi, Atlantik dünyasında adeta jeo-politik sarsıntıya yol açmış görünüyor.
Emperyal merkeze dair ezberleri bozarak 'siyah kuğu' işlevi gören Türkiye'nin kazanımları, özellikle Amerikan müttefiklerindeki beka kaygısını had safhaya ulaştırdı.
Avrupa ve Ortadoğu başta olmak üzere Uzakdoğu ve Pasifik'teki Amerikan müttefiklerinin terk edilme paniği derinleşiyor.
Zaten Avrupa Komisyonu Başkanı Jean- Claude Juncker'le AB Konseyi Başkanı Donald Tusk'ın ABD ile Türkiye arasındaki Suriye anlaşmasına yönelik hazımsızlığı, Avrupalıların nasıl bir travma içinde olduklarının da açık göstergesidir. İsrail, Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır'dan oluşan Ortadoğu'daki Türkiye karşıtı Amerikan müttefikleri ise gelecek endişelerini Rusya'ya göz kırparak telafi etmenin çabası içindeler.
Hatta YPG'den sonra terk edilecek Amerikan müttefikinin kim olacağı konusunda bahse giren Amerikan neo-conları kaygılarını 'sırada İsrail var' şeklinde dile getiriyor.
Belki biraz abartıyorlar. Ama bu iddiaların gündeme gelmesi bile Amerikan müttefiklerindeki hayal kırıklığı ve korkunun derecesini göstermesi bakımından dikkat çekici.

***

Suriye'den sonra ABD'nin Ortadoğu ve Afganistan başta olmak üzere Avrupa, Pasifik, Uzakdoğu ve Güneydoğu Asya'dan da askerlerini çekmesinin sürpriz olmayacağı konuşuluyor.
ABD'nin yeni stratejisi olan 'offshore balancing/deniz aşırı denge' artık eskisi gibi dünyanın her yerinde asker bulundurmayı gereksiz görüyor.
Öncelikli hedef olarak Rusya ve Çin'i çevreleyen ülkelerde askeri üslere ağırlık verilecek. Bu çerçevede Hindistan, Japonya, Endonezya, Filipinler, Singapur, Tayvan, Vietnam, Güney Kore ve Avustralya hattıyla Çin'i kuşatma planı devrede. Rusya'ya karşı ise Avrupa'da Polonya'dan güneydeki Romanya'ya uzanan hatta Karadeniz havzası ile Doğu Akdeniz'deki kuşatma planları öne çıkıyor.
Ne var ki bu deniz aşırı dengenin başarı şansı çok az. Çünkü Güney Asya'daki 10 ülke şimdiden ABD'den kurtulup Çin ve Rusya ile ilişkileri geliştirmenin arayışı içinde.
Güney Kore ülkesindeki 28 bin 500 ABD askeri için her yıl 1 milyar dolar ödüyor. Donald Trump tehditlerle bu parayı 5 milyar dolara çıkarmaya çalışıyor.
Japonya da ülkesindeki 54 bin Amerikan askeri için her yıl milyarlarca dolar ödüyor ve şimdi çok daha fazlasını ödemeye zorlanıyor. Buna isyan eden Japonya dün ABD'nin liderlik ettiği Körfez'deki deniz ittifakına katılmayacağını ve tankerlerinin güvenliğini kendisinin sağlayacağını açıkladı.
Zira dünya artık ABD'nin küresel jandarmalık maliyetini ve yol açtığı kaosun bedelini ödemek istemiyor. Bu bağlamda Barış Pınarı Harekâtı'nın etkisi sadece Suriye'nin Kuzeyi ile sınırlı kalmayacak.
Dolayısıyla bölgemizde Amerikan çağının bitişini simgeleyen bu harekât aynı zamanda yeni bir Ortadoğu ve yeni bir dünyanın işaret fişeği olarak da tarihe geçecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA