Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 2013'ün Eylül ve Ekim'inde Orta Asya'ya ve Güneydoğu Asya'ya yaptığı ziyaretler esnasında, İpek Yolu Ekonomik Kuşağı ve 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu (Tek Kuşak Tek Yol-BRI) adını verdiği projeyi açıklamıştı.
İlk başlarda kapsamı, mahiyeti ve hedefleri pek anlaşılmayan yeni İpek Yolu projesi (BRI), kısa sürede Çin'in Dünya Bankası ve IMF'ye alternatif girişimi olarak bilinen Asya Altyapı Yatırım Bankası'nı bile geride bıraktı.
Ve geldiğimiz noktada Çin'in 1 trilyon dolarlık fon ayırdığı, 28 Avrupa ülkesinden 13'ünün dahil olduğu ve 100'ü aşkın ülkenin katılım anlaşması imzaladığı Tek Kuşak Tek Yol (BRI) projesi artık herkes tarafından ABD'nin küresel hegemonyasına son veren 'Büyük Avrasya entegrasyonu girişimi, dört kıta üç okyanus stratejisi veya yeni model büyük güç ilişkileri' şeklinde tanımlanıyor.
***
25 Eylül 2015'te ABD'yi ziyaret eden Şi Cinping, BRI'nın
uyumlu bir dünya girişimi olduğunun altını çizdi.
Ardından 20 Ekim 2015'te İngiltere'yi ziyaret etti. Cinping'in bu ziyareti ile Pekin-Londra arasında tam bir küresel ittifak kuruldu. Böylece ABD'nin en yakın müttefikinin desteği alınarak Washington'un Pekin'e karşı sert politika izlemesi engellendi.
Ardından Pekin,
2 Kasım 2015'te de Güney Kore ve Japonya ile serbest ticaret anlaşması imzaladı.
Yani Çin BRI'yi ilan etmeden önce sırasıyla Orta Asya, Güneydoğu Asya, Uzakdoğu, Avrupa ve Ortadoğu'daki ülkelerin desteğini aldı sonra da
Afrika ve Latin Amerika ülkeleri ile yakın ilişkiler geliştirdi. En önemlisi de yeni İpek Yolu projesi ilan edilmeden önce Pekin'in 2010 yılından itibaren Rusya ve Türkiye ile stratejik ilişkilerini derinleştirmesi oldu.
Çin, İngiltere başta olmak üzere
Rusya ve Türkiye gibi aktörlerle kurduğu stratejik ilişkiler sayesinde BRI'nin geleceğini garantiye aldı.
Böylece
Çin'in ekonomik ve jeo-politik nüfuzunu Avrasya
kıtası ve ötesine
taşımasını öngören BRI projesine
karşı ABD'nin devreye sokacağı
hamlelerin etkisi sıfırlandı.
***
Ne var ki Pekin yönetimi BRI'yi şimdiye kadar bir strateji olarak adlandırmayı ısrarla reddetti. Oysa Çin'in 'uyumlu dünya, refah ve barışçıl yükseliş' vizyonuyla tanımladığı BRI bir inisiyatiften çok daha fazlasıdır.
Başka bir deyişle bu girişim, Çin'in
ABD'nin Asya'yı '
yeniden dengeleme hamlesi'ne karşı küresel bir stratejidir. Ve bu anlamda Asya'yı da aşan bir mahiyete sahiptir.
Zira BRI sayesinde
Pekin'in jeo-politik nüfuzu Avrasya kıtası
ve ötesine taşınırken ABD'nin
ekonomik ve siyasi kolonisi konumundaki
ülkelere de bir kurtuluş
fırsatı doğuyor. Bu nedenle Çin
yönetimi Avrasya dışında
Afrika ve Latin Amerika kıtalarında da ağırlığını hissettirmeye başladı.
Çin'in resmi retoriği ne kadar farklı olsa da çoğu analist daha şimdiden BRI projesini 'dört kıta ve üç okyanusu kapsayan grand strateji' olarak tanımlıyor.
Amerika ise
'vanity project/ gösterişli ve işe yaramaz proje" dediği BRI'nin
küresel bir fenomene dönüşünü sadece
seyrediyor.
Çünkü ABD'nin
Batı'da ve Doğu'da aynı anda oyun kurmaya dayalı bu grand stratejiyle baş etmesi çok zor.