Yeni Zelanda'da Cuma namazı kılan Müslümanlara yönelik neo-haçlı saldırı, Batı dünyasının terör stratejisinde yeni bir aşamaya işaret ediyor.
Konvansiyonel örgütler yerine üst aklın devreye soktuğu yeni 'dijital ve elektronik ordular dönemi' başlıyor.
Geldiğimiz noktada Batılı istihbarat örgütleri dijital mühendislikte 'level atlamış' durumda.
Çeşitli sanal örgütlerin fenomen olma takıntılı üyelerini adeta birer güdümlü füze gibi trolleyip istedikleri hedeflere yönlendirebiliyorlar.
50 Müslüman'ı katleden terörist Brenton Tarrant'ın (28) dijital geçmişi bu konuda yığınla ipucu içeriyor. Batı medyasının terörist yerine ekstremist demeyi seçtiği Tarrant, sosyal medya hesaplarında ve yayınladığı 47 sayfalık manifestoda en fazla Candace Owens'dan etkilendiğini söylüyor.
Lise mezunu olan sosyal medya fenomeni Owens, 29 yaşında siyahi bir kadın. Neo-faşist Owens, fanatik bir Trump destekçisi ve azılı bir Hitler hayranı.
Öyle ki masumları topluca katleden terörist Tarrant bile Owens'in kriterlerine göre kendini 'ılımlı biri' diye tanımlıyor.
***
Demek ki tehlikenin boyutları algıladığımızdan çok daha derin. Tarrant ile Owens'ın profillerine bakınca kavram, değer, aidiyet, inanç ve prensiplerin birbirine karıştığı
kaotik bir post-anarşik tablo çıkıyor karşımıza.
Kuşkusuz fikir savaşları, ideolojik ve kültürel rekabetler tarih boyunca savaş taktiklerinin ayrılmaz parçası olageldi. Ama internet ve çeşitli sosyal ağlar üzerinden yürütülen sistematik manipülasyonlar,
ırkçı söylemleri kısa sürede birer kitlesel imha silahına dönüştürebiliyor.
Bu, bir anlamda 2001'deki11 Eylül saldırılarından sonra ABD'nin El-Kaide ve
DEAŞ'a karşı fikir savaşı yürütmesi için kurduğu
Terörle Mücadele Stratejik İletişim Merkezi'nin kat ettiği mesafenin de göstergesi.
Öyle anlaşılıyor ki Batı'nın
dijital kamplarından çıkıp gelen
Tarrant gibi caniler sıkı bir
silahlı eğitim yanında
sağlam bir entelektüel indoktrinasyondan da geçiyor. Tarrant'ın 47 sayfalık manifestosu bunun kanıtı.
Manifestosundaki hezeyanlar aslında
Batı'nın Türkiye'ye ve Sayın Erdoğan'a yönelik bilinçaltını bütün çıplaklığıyla gün yüzüne çıkarmış.
***
Sayın Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi teröristlerini üzerimize salan ve ülkemizi hedef gösteren odakların asıl derdi
Yeni Türkiye'nin Avrupa'da ve Asya'da yükselişe geçmesi.
Bu yüzden
PKK, YPG, FETÖ, DHKP-C, El KAİDE ve DEAŞ gibi konvansiyonel terör örgütlerinin
yapamadığını şimdi 'dijital terör
ordularıyla' başarmaya çalışıyorlar. Bu yüzden
İslam dünyasının cesaret ve umut kaynağı olan Sayın Erdoğan'a saldırıyorlar.
Zira Batı'nın
reel-kapitalizmi darboğazda, liberal ve seküler milliyetçilik anlayışı can çekişiyor. Ne
Çin ne de Rusya, Batı'nın ekonomik ve sosyo-kültürel hegemonyasıyla baş edecek bir sistematiğe sahip.
Batı'ya karşı tek alternatif konumundaki aktör sadece Yeni
Türkiye.
Bu gerçeği ilk fark edenler
Brzezinski, Fukuyama, Huntington, Rutsel, Kaplan ve Goblenz gibi Amerikalı strateji uzmanlarıydı.
Ne var ki
varoluşsal krizi derinleşen Batı'nın bu saatten
sonra Yeni Türkiye'yi durdurması
artık çok zor.