Başlıktaki 'justicia' kelimesi İspanyolca 'adalet' demek. Amerikan emperyalizminin taşeronluğuna soyunan Venezuela'daki güdümlü muhaliflerin lokomotif sloganlarından biri.
ABD'nin devlet başkanı olarak atadığı kukla lider Juan Guaido'nun destekçileri hemen hemen bütün operasyonel gösterilerde ellerinde 'Justicia/Adalet' yazılı pankartlarla yürüyor.
Aslında Amerikan gizli servislerinin kirli müdahalesine işaret etmek için Nicolas Maduro karşıtlarının sancağı haline gelen 'justi-cia'yı tire ile ayırmaya bile gerek yok.
Zira ABD Başkanı Donald Trump'ın talimatıyla harekete geçen CIA ve Pentagon Venezula'daki darbe ve iç savaş senaryosunu herkesin gözü önünde açıktan yürütüyor.
İşgalciler ve taşeronlarının en etkili silahları hep kavramlar olmuştur.
Zira bütün emperyal tezgâhların başarısı hedef seçilen ülkelerde kitleleri 'demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve adalet' gibi kavramların manipülasyonuyla sokağa dökmeye bağlı.
***
Halktan destek bulamayan dış güçler kirli emellerini gerçekleştirmek için her zaman
narkotik etkisi güçlü bu tür kavramlara sarılır. Ülkemizde de buna benzer operasyonel gösterilere az maruz kalmadık.
Sonuncusu
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2017 yılında Ankara'dan
İstanbul'a gerçekleştirdiği
'adalet yürüyüşü' idi.
Oysa Başkan Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi adalet aramanın makamı da yeri de her zaman o ülkenin Millet Meclisi'dir. Dolayısıyla yabancı ülkelerin başkentleriyle
istihbarat servislerinin kozmik odalarından medet umanların sonu hep hüsran olmuştur.
Bu bağlamda
ABD adına ülkelerini işgale kalkan Maduro karşıtlarının
akıbeti de hezimet olacaktır.
Kullanılıp atılacaklardır çünkü ABD ve yandaşlarının seçenekleri çok kısıtlı. Son yirmi yıldır bütün kozlarını devreye soktular ama yine de Venezuela'yı ele geçiremediler.
ABD ve yandaşları artık eskisi kadar güçlü de değiller.
Katar ve İran kuşatmalarında bunu bir kez
daha gördük.
Roma İmparatoru Septimius Severus'un oğluna verdiği
"Askerleri besle gerisi önemli değil" nasihati de işlevini
kaybetti.
15 Temmuz'da besledikleri
Fettuşi robot
askerler başarıya ulaşamadı. Venezuela'da da ordu ABD'nin bütün
açık çeklerine, para ve makam vaatlerine rağmen ülkesini işgalcilere peşkeş çekmeyi kabul etmedi.
***
2002'de Hugo Chavez'in arkasında duran
ordu şimdi de Maduro'nun
yanında yer alıyor. Halk desteği
oldukça yüksek olan
Venezuela liderine askerlerin
de destek vermesi ABD'yi
kara kara düşündürüyor.
Ellerindeki son koz Venezuela halkının petrol paralarına ve altınlarına el koymaktı, yaptılar.
Bunun dışındaki nihai hamle bir askeri harekâttır.
Ancak Venezuela öyle
ABD'nin kolayca işgal edeceği bir
Panama, Haiti veya Grenada değil.
O yüzden ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton "Kolombiya'ya 5 bin asker" notuyla psikolojik gözdağı vermeye kalktı.
***
Çünkü '
Esad gitmeli' diyen Barack Obama liderliğindeki ABD'nin
Suriye'de nasıl madara olduğunu
gördük.
Beşar Esad yerine ABD'nin kendisi Suriye'den çıkıyor. Şimdi
halkını katleden diktatör Esad'a gücü yetmeyen ABD'nin yüzde 68 oyla seçilmiş Maduro'ya mı gücü yetecek?
Bakmayın siz emperyal ajansların asparagas haber ve analizlerine.
Sosyal ve siyasal adaleti Maduro'da bulan fakir
çoğunluk işgalcilere sonuna
kadar direnmekte kararlı. Üstelik bu kez
Çin, Rusya ve Türkiye gibi ülkelerin de
tam desteği var arkalarında.