Myanmar'daki (Burma) Arakanlı Müslümanlar beş yıldır Gazze'den daha beter bir şekilde kan ağlıyor. Arakan'daki Müslüman Rohingyalıların 2012'den bu yana maruz kaldığı zulüm, İsrail'in işgal altındaki Filistinlilere uyguladığı sistematik işkence, kitlesel katliam ve etnik temizliği aratmıyor. Bir haftadır ise Arakan'daki şiddet soykırım boyutuna vardı.
Burmalı askerlerle Budist ırkçılar 3 günde (25-28 Ağustos) 3 bin Müslüman'ı katletti. 8 asırdır Arakan'da yaşayan Müslümanlar şimdi vatanlarından sürülüyor, evleri yakılıp toprakları gasp ediliyor. Budist çeteler, 100 kilometrelik bir ormanlık alanı ateşe vererek evlerinden kaçan Müslümanların sığındığı kampları bile küle çevirdi. 2012'den beri süren etnik temizlik sonucu 1 milyon 300 bin olan Rohingyalı sayısı 800 bine indi. 100 bini öldürüldü 400 bin kişi ise Bangladeş, Hindistan, Tayland ve Malezya'ya sığındı. Burma'da Arakanlılardan alınan 2 milyon hektarlık toprağa Budistler el koydu.
***
Peki bunun sorumluları kim? Burma'ya yakından bakınca Filistin trajedisine yol açan aktörleri Arakan'da da görüyoruz. Arakan krizinin asıl nedeni ilk olarak İngiltere'nin sonra da
ABD, Çin ve Rusya'nın izlediği emperyal stratejilerdir. İlkinden başlarsak... İngilizler; Afrika, Asya ve
Ortadoğu'daki kirli siyasetin aynısını Burma'da da uyguladı. Arakan'ı 1948'de Doğu Pakistan (1971'de Bangladeş oldu) yerine Budist Burma'ya bağlayarak günümüze kadar süren
kaosun tohumlarını ektiler. Arakanlılar üstelik
1942'deki Japon işgalinde Burma'yı kurtaran kahramanlardı. Ama İngilizler, Burma'yı 1948'de işgalci Japonlarla hareket eden
General Aung San'a teslim etti. Yani Japonlarla savaştırdıkları Arakanlıları vatan haini bir generalin insafına bıraktılar.
***
Aung San, şu an Myanmar'ın Dışişleri Bakanı olan
Nobel Ödüllü Aung San Su Çi'nin babasıdır. General San, Arakanlılara
1948 anayasasında vatandaşlık vermedi, onları sadece etnik halklardan biri diye tanımladı.
1982'deki cunta yönetimi bu tanımı da iptal etti. Böylece, Arakan'daki 1.5 milyona yakın Rohingyalı dünya üzerindeki en büyük "
devletsiz ve vatansız halk" konumuna düştü. İroniktir,
Burma'yı işgalden kurtaran Arakanlılar şu an parya muamelesi görüp öz vatanlarından sürülüyor.
Anglosakson emperyal siyaseti işte böyle bir şeydir. Size şapkanızı ters giydirir.
***
Arakan trajedisinin ikinci safhasında ise
ABD, Çin ve Rusya'nın rekabeti var. 2004'te Arakan'da dev enerji yataklarının keşfedilmesinden sonra Müslümanların trajedisi daha da kötüleşti.
Çin, 2009'da başladığı ve Arakan'dan Yunnan eyaletine uzanan biri gaz diğeri petrol iki boru hattı inşaatını 2013'te bitirdi. Bu sayede ABD'nin egemenliğindeki
Malakka Boğazı'nı 'bypass' edip Ortadoğu'dan getirdiği enerjiyi daha ucuz ve güvenli şekilde bu hatlarla taşımaya başladı. Bunu gören ABD, 2012'den sonra Arakan'daki sorunu
küresel krize çevirip bu yolla
Çin'i kuşatma projesini devreye soktu. Çoğu
George Soros'un finanse ettiği 18'e yakın sivil toplum kurumu ABD'nin çatı örgütü '
Burma Task Force/ Burma Görev Gücü' adı altında beş yıldır güya Arakanlıların dramına çare arıyor. Oysa İsrail-Filistin "
barış süreci"nden biliyoruz ki emperyal güçlerin bütün barış çabaları, birer çatışma, işgal ve kontrollü trajedi stratejisidir. Çünkü ABD, müdahil olduktan sonra Arakan'daki şiddet birden soykırıma dönüştü.
***
Peki bu soykırıma karşı
neden dünya üç maymunu oynuyor? Pekin ve Moskova,
BM Güvenlik Konseyi'nin
Arakan tasarısını martta neden veto etti? Çünkü Arakanlı
Müslümanları yok etme ittifakında kazanç
çok yüksek.
ABD, Çin ve Rusya enerji, Budistler ise toprak peşinde. Herkes suç ortağı. İşte bu yüzden sessizler!