14 Şubat tarihli gazetede, İmralı'dan 2 Mesaj başlıklı haberde, sürecin sağlıklı işlemesi bakımından, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere yetkili taraflardan ve sivil toplum kuruluşlarından medyaya iletilen ortak, "barış dili" / "çözüm dili" beklentilerine uymayan bir tanımlama ile, sorunlu, okurun kafasını karıştırıcı bir cümle var.
Haberde PKK'nın önünde sürekli olarak "terör örgütü" ifadesi yer alıyor. Bu normal gelebilir. Ama, "çözüm süreci" asli belirleyici olduğuna göre ve kitle gazetesi olmanın - yani farklı düşünen Kürt okurlarca da okunuyor, satın alınıyor olmanın - gerekleri de hesaba katılarak, sadece örgütün adı ile yetinmek habere bir şey kaybettirmediği gibi, hacimden de kazandırır. Ayrıca, muhabirin veya gazetenin PKK'nın terör örgütü olmadığına inandığı anlamına da gelmez. Nitekim başka aynı konulu haberlerde nötral bir şekilde sadece örgüt adı geçmekte. Bu konuda tutarlılık sağlanması beklentilere katkı olabilir.
Haberde Öcalan'dan Kandil'e gidecek mesajların ilkinden söz edilirken şöyle yazılmış: "Barış sürecini sabote etme amacında olan ve SABAH'ın sürmanşetten duyurduğu "Berlin'de uyuyan hücrenin uyandırılması" yoluyla PKK terör örgütü yöneticilerine mesaj içeren Paris suikastı İmralı için çok önemli bir eşik." Paris suikastının arka planıyla ilgili aşırı net bir bağ kuruyor bu ifade. Oysa biliyoruz ki soruşturma çok yönlü olarak devam ediyor, henüz tam sonuçlanmış değil.