5 Mart 2007 tarihli gazetede, arka sayfada yer alan bir haberde, "çığ altından telefonun ışığıyla" hayat kurtarıldığı anlatılıyordu. Başlık da böyle bir ifadeyle sayfanın üst sol köşesine yerleştirilmişti.
Haberin spotunda beş bin metrede kar altında kalan bir kayakçının, cep telefonu ışığını göstererek yerini belli ettiği anlatılıyordu.
Ama okurumuz Serdar Başoğlu'nun, kafası karıştı.
"Haber bazı mantık hataları içeriyor" diye yazmış.
Şöyle bir eleştiri notunu da eklemiş:
"Bunlardan biri, olayın 5 bin metre yüksekte meydana geldiği... Bilindiği gibi irtifada oksijen sınırı 2 bin 200 metrede başlar. Yükseğe çıktıkça soluma güçleşir. 5 bin metre ise dışardan oksijen desteği almayı gerektirir. Bu irtifada normal koşullarda kayak yapmak biraz zor gibi. İkinci ve daha da önemlisi, o irtifada normal bir cep telefonunun bir baz istasyonu ile bağlantı kurma şansı. Diyelim ki meteorolojik koşullar elverdi ve bir anlık bağlantıyı sağladı. Haberin devamında ise bu haberleşmenin sürekliliği vurgulanıyor. Kazazede çığ altından arkadaşını arıyor, kurtarma helikopteri kazazede ile aynı kanaldan haberleşiyor vs. Ve yine diyelim ki bu normal bir cep telefonu değil, uydu telefonu olsun. Kurtarma helikopteri telefonu açıp kapatmasını istiyor ve yerini ışığından saptıyor. Bu nasıl bir cep telefonudur ki, ışığı çığın altından dışarıya yansıyıp helikopter tarafından görülebiliyor? Eğer kazazedenin üzerindeki karın kalınlığı ışığı geçirecek kadar ince ise, o zaman kazazede nasıl olup da kendini kurtaramıyor? Sanırım bu haberde ciddi çeviri hataları ya da editör hatası var. Bunu sizinle paylaşmak istedim."
Muhabir Gökçen Kesgin'in açıklaması:
"Okurun bahsettiği '5 bin metre' haberde '5 bin feet' olarak geçiyor. Bu da yaklaşık 1.500 metreye denk geliyor. Birimlerin yazılışında bir hata yapmışım. Kayakçının 'çığ altında kalması' gibi bir ibare ise benim yazdığım haberde bulunmuyor. Kayak sırasında buz kütlesinin kopması üzerine kayakçı yumuşak kar üzerine iniş yapmayı başarmış. Ancak bundan sonra devam edeceği için ölümü beklemeye başlamış. Bu sırada karanlık olduğu için cep telefonunun ışığıyla kurtarıcıları yönlendirebilmiş. Hatamdan ötürü özür dilerim."
Görüyorsunuz bir haber nasıl farklı bir anlatıma, içeriğe yönelebiliyor.
Şimdi de Gökçen Kesgin'in sayfaya gönderdiği özgün çeviri metnine bakalım:
"Kayak düşkünü İngiliz sporcu, Fransa'nın Alp Dağları'nda karlar altında donarak ölmekten cep telefonunun sinyal ışığı sayesine kurtuldu. Alpler'deki kayak pistinde snowboard yapan Thomas Murphy (30) aniden bir buzulun koparak üzerine yuvarlanmaya başladığını gördü. Kayakçı, 'Bir anda bütün ümidimi kestim. Ben yumuşak kar üstünde kayabilirim. Üzerime gelen buzulu aşamayacağıma emindim. Gözlerimi kapatıp ölümü beklemeye başladım' dedi. Ancak sonra '5 bin metre yükseklikte çekmez' dediği cep telefonunu denemeye karar verdi. Zorlukla telefona ulaşarak yakın bir arkadaşına başına gelen felaketi haber verdi. Arkadaşı da hemen bölgedeki arama kurtarma ekiplerini alarma geçirdi. Helikopterle bölgeyi tarayan arama kurtarma ekipleri de Murphy'den cep telefonunun ışığını arada sırada açıp kapatmasını istedi. Bu sayede kayıp kayakçının yeri kolaylıkla tespit edilerek sadece birkaç sıyrıkla kurtuldu. İngiliz Sky televizyonuna konuşan Murphy, 'Bu gerçek bir mucize. Kurtulabileceğime ben bile inanmıyordum' dedi. Tekrar snowboard yapacağını ve bu spordan vazgeçmeyi düşünmediğini de sözlerine ekledi."
Tam bir "aslında olan ne?" durumu var burada. Muhabir çeviride feet ölçüsünü metre olarak yazmış, ardından sayfa editörü kopan buz parçası yerine metinde olmayan çığ olgusunu eklemiş.
Böylece ortaya garip bir haber çıkmış.
İrtifa 1.500 metre olunca tabii cep telefonunun neden çalıştığı da anlaşılabiliyor. (Her ne kadar GSM uzmanları yüksek irtifalarda da çalıştığını söyleyeseler de, düşük irtifa bağlantı şansını artıran bir olgu.)
Hatayı herkes yapabilir, ama bu vak'ada eksik olan nokta, sayfa editörü Şirzat Bilaller'in okurumuzdan önce davranıp, "feet" olayını sorgulamasıydı.
Şüphelenip muhabire soru sormak ve metni tartışmak editörlüğün genindedir.
Neyse, iyi ki külyutmaz okurlar var.