Yunanistan'da besteci Theodorakis'in ölümü üzerine "kıymet bilmek" kavramı yeni bir anlam kazandı. "Zorba the Greek" film müziği ile hepimizin kalplerine ve zihinlerine giren Theodorakis artık sadece bir Yunan besteci değil. O Anadolu'nun da, Yunanistan'ın da, Avrupa'nın da ve hatta tüm dünyanın sesidir.
Çeşitli coğrafyaları şarkılarıyla birleştiren böyle müzisyenler o kadar çok ki. Charees Aznavur hem biz Türkler hem Fransızlar hem de Ermeniler için o kadar değerli ki. Sezen Aksu Türkiye'de ne kadar varsa Yunanistan'da da o kadar var. Zülfü Livaneli'nin besteleri Türkiye için de Yunanistan için de aynı değerde. Ya da İbrahim Tatlıses fenomeni sadece bir Anadolu olayı mıdır? Azerbaycan da Arap ülkelerinde veya Yunanistan'da ibrahim Tatlıses'i dinlemeyen var mıdır?
Bütün bu gerçekleri düşündüğünüz zaman düşmanlığın yerini, dostlukların almasının zor olmayacağını görürsünüz. Komünizmin en sert şekilde tırmandığı dönemde Rusça "Oçicornia" şarkısı sağcılar tarafından yasaklanmamıştı ki. Ya da İtalyanların faşizme direnişi ifade eden "Çav bella"sı dünyanın neresinde yasaklıydı?
Theodorakis olayı bize ve özellikle Yunanlara ortak kültür ve ortak gelecek kavramlarını yeniden hatırlatmalıdır. Düşünün ki Osmanlı İmparatorluğu'nun 400 yılında Yunanistan diye bir devlet yoktu. Ama bu yokluk Yunan kültürünün yok edilmesine dayanmamıştır. Zaman zaman ırkçı çıkışlarıyla dikkat çeken Yunan Başbakanı Miçotakis ümit ederim Theodorakis'in ölümü ile biraz kendine gelmiştir. Bekleyelim göreceğiz.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz