Süleyman Demirel'in vefatının geniş kitlelerde çok farklı duygu ve düşüncelerin canlanmasına neden olduğu kesin... Bir kesim insan için Demirel adı, nostaljik esintilere de yol açtı... 1960'lı yılların nasıl geçip gittiğini yaşarken fark edemeyenler, Demirel'li anılarla o yıllara sanki geri dönmüş gibi hissettiler kendilerini. Genç kuşaklar içinse Demirel, tarih kadar uzakta kalmış bir siyasal serüvenin baş aktörüydü.
Torunu mu?
Demirel'in Cumhurbaşkanı olduğu 1998'de bir yabancı konukla beraberdim. Bu yabancı 1960'larda Türkiye'deki çokuluslu bir şirkette görev yapmış... O sırada televizyonda Demirel'in adının geçtiği bir haber okunuyordu... Konuk yabancı, Demirel adını duyunca bana sordu.
- Bu Demirel benim1966'da Başbakan olarak bildiğim Demirel'in torunu mu, dedi...
Ayakta kalabilmek
Batı demokrasilerinde bir siyasi liderin defalarca seçim yenilgisi yaşadıktan sonra ayakta kalabilmesi pek kolay olmadığı için, Türk siyasetindeki her yenilgide karizmaları daha da kemikleşen portrelerin bunu nasıl başardıklarını Batılıların anlamaları kolay değildir. Ama biz böyleyiz işte... Sonuçta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu "Siyaseti Demirel'den öğrendik" derken, herhalde bilinçaltında "Siyasette önemli olan yenilmek değil yenilgiyi görmezden gelmektir" diye düşünüyordur da...
Ölümden sonra
Siyasette ayakta kalabilmek de elbet başarıdır... Üstelik Ortadoğu'da hem siyaset yapıp, hem de hayatta kalabilmenin bile bir başarı ölçüsü olduğunu, biliyoruz. Bu arada siyasetin temel öğesi olan "Hizmet"i ve "İcraat"ı da gerçekleştirebilirseniz, başarınızı taçlandırmış olursunuz. Ama bunu da fazla abartmamanız gerekir. Çünkü ülkenize ve halkınıza yaptığınız hizmetler ancak siz öldükten sonra hatırlanır...
Farkına varmayız
Menderes'li, Demirel'li, Özal'lı yıllarda yaşamımızı değiştiren yatırımlara, hizmetlere sanki "Bunlar nasıl olsa yapılırdı" diye bakmadık mı? Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığındaki yatırımları ve atılımları ve sayısız tabunun yıkılmasını gündeme getiren var mı şimdi? Hiçbir yatırımın yapılamadığı, siyasi ve ekonomik krizler sarmalında bunalmış olan Türkiye'nin bugünkü Yunanistan durumunda bulunduğu çok yakın geçmişteki günleri, genç kuşaklar hiç yaşamadılar ki! Kürtlerin parti kurabilmeleri sanki oldum olası mümkündü?
Neticede bu da bizim hayat tarzımız... Siyasetçilere onlar ölmeden "Devlet adamı" denilmiyor. Kısacası hiçbir siyasetçi kendisine ölmeden evvel teşekkür edilmesini beklememeli bu coğrafyada.