Dünkü "The New York Times"da David Brooks'un "Gelişmiş ve iyi insan olmak" üzerinde ilgi çekici bir yazısı vardı. Brooks'a göre insanları değerli olup olmadıklarına iki açıdan yaklaşılırmış... Birinci açı bir insanın biyografisinde yer alan ve onun mesleki başarılarını, hünerlerini, hayatını ve dünyaya katkılarını anlatan bilgilerde bulunabilirmiş... İkinci açıyı ise o kişi öldükten sonra onun hakkında söylenenlerden çıkartırmışsınız... İnsanların dürüst mü, cesur mu, iyiliksever mi, sadık mı, nazik mi olduklarının anlaşılması, kişi öldükten sonra mümkün olurmuş.
Bu iki açılı bakışa bir üçüncüyü eklemek mümkün. Önemli bir görevi yüklenen kişi bu görevi bıraktıktan sonra onun hakkında söylenenler de, o kişinin gerçek değerini yansıtabilir.

Hamdi Topçu olayı
Bizim toplumumuzdan buna somut örneği, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı olarak 12 yıl görev yaptıktan sonra ayrılan Hamdi Topçu'dan verebiliriz... Eğer "Yeni Türkiye" kavramının içini somut verilerle doldurmak isterseniz, THY'nın son dönemde bir dünya markası olmasını göz ardı edemezsiniz... Bu başarıyı Hamdi Topçu'ya ve Temel Kotil gibi değerli çalışma arkadaşlarının çabalarına borçluyuz.
Topçu'nun ayrıldıktan sonra söylediği gibi "Makamlar geçicidir ve bir imtihan yeridir. İnsanlar görevlerini yaparlar ve giderler."
Sanırım AK Parti'nin üç dönem yasağı nedeniyle milletvekillikleri ve bakanlıkları sona erecek olan bazı isimleri de, bu çerçevede değerlendirmemiz gerekiyor. Eğer "Yeni Türkiye"nin enerji sorununun çözümü yolunda açılan ufuklardan söz edebiliyorsak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'dan söz etmemek mümkün müdür? Veya "Hızlı Tren" ve ulaşım-iletişim alanındaki devrimsel atılımlar konuşulurken eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'dan söz etmemek mümkün müdür? İstikrarlı ekonomik gelişme ve bütçe disiplinine bağlılık konusunda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, çok başarılı bir sınav vermemiş midir? TBMM Başkanı Cemil Çiçek, siyasette tutarlık konusunda herkese örnek olmamış mıdır? Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, sade görev alanındaki çalışmaları ile değil, derin kültürü ile de örnek bir siyasetçi portresi çizmiştir.

Erdoğan ve Davutoğlu
"Yeni Türkiye" kavramını gündeme getiren, ülkesine ve halkına kendine güvenme duygusunu sürekli pompalayan, "Açılım Süreci" benzeri devrimsel adımlarla bu kavramın içini dolduran Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Başbakanlık görevini ondan devralan Ahmet Davutoğlu da, şu anda görev başındalar. Onların yaptıklarını yazılımı devam eden biyografilerinden izlemek mümkündür.
Ama görevleri sona eren isimlerin başarılarını hatırlamak ve hatırlatmak da ihmal edilmemesi gereken bir vatandaşlık ve insanlık borcudur. Hak edilmiş övgüleri seslendirmek için ille de ölümü beklemek gerekmez.