Demokratikleşme Paketi'nin siyaset üzerindeki en doğrudan yansıması, Gezi Olayları dolayısıyla dağılan "Gündem"in tekrar Başbakan Erdoğan'ın etki alanına girmesidir.
Kim ne derse desin, kim hangi eksiği vurgularsa vurgulasın, artık gündemde seçim sistemi, nefret suçları, "Türküm doğruyum, çalışkanım" andının içeriği tartışılacaktır.
Tabii ki bu arada hariçten gazel okuyanlar da söylemleri ile gündemde yer bulmaya çalışacaklardır.
Örneğin Çin Halk Cumhuriyeti'nden CPMIEC firmasının kazandığı Türkiye'nin uzun menzilli füze savunma sistemi ihalesi, bu tür hariçten gazel okuyanlara bir fırsat tanıyabilir.
Nitekim ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psakiye günlük basın toplantısında bu konuya şöyle yaklaşmış:
"- Türk hükümetine, NATO sistemleriyle veya kolektif savunma kapasitesiyle birlikte çalışmayacak bir füze savunma sistemiyle ilgili olarak ABD'nin yaptırım uyguladığı bir şirketle anlaşma görüşmelerine yönelik ciddi kaygılarımızı ilettik. Görüşmelerimiz devam edecek."
Her şey Çin malı
Bu sözcünün açıklamalarını okurken David Letterman'ın Donald Trump'ı konuk ettiği programı hatırladım.
Amerikan sağının fanatik temsilcilerinden biri olan milyarder Trump sürekli Çin halk Cumhuriyeti ekonomisinin ABD'yi tehdit ettiğini, Amerikan emekçilerinin işsizliğine sebep olacağını söyleyip, halkı Çin mallarını boykota çağırır.
Sözünü ettiğim programda Letterman, konuğu Trump'ın kravatını işaret edip "Bu kravat ne marka" diye sormuştu. Trump kravatın arkasını çevirip etiketi gösterince "Çin Malı" yazılı olduğu anlaşıldı.
ABD Dışişleri'nin sözcüsü de muhtemelen Çin'de üretilmiş bir cep telefonu ile gizli konuşmalarını yapıyordur. NATO uçaklarının pilotları da herhalde Çin'de üretilmiş tablet bilgisayarlarla rotalarını kaydediyorlardır.
Bizde de "Köprüye hayır" diyenler nedense hiç araba vapuru ile karşıya geçmeyi denemezler ya...
Times Kemalist oldu
Bu hariçten gazel okuyanlardan biri de İngiliz "The Times" gazetesi değil mi?
Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı "Demokratikleşme Paketi"yle ilgili olarak Times gazetesinde yer alan haber "Türkiye'de kaldırılan başörtüsü yasağıyla laik devlete saldırı" başlığıyla yayınlandı.
Başörtüsü yasağının Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beri laikliği ve laikliği koruyan ilkeleri temsil eden güçlü bir sembol olduğu yazılan bu haberde The Times gazetesi, Londra'da yaşayan yazar Ziya Meral'in bu maddeye ilişkin "Türkiye'deki ulus-devlet mirasına ters düşüyor" yorumuna yer verdi.
Aslında "The Times"in CHP'nin yayın organı eski "Ulus"a dönüşmesi tabii ki hoş bir gelişme. Belki giderek İngiliz demokratik seküler sisteminin terk edilip yerine Fransız Jakoben laikliğinin getirilmesi de önerilir bu gazetede.
Demokratikleşme Paketi'nin siyasi mizaha konu kılınması da herhalde beklenmeli. Mesela siyasi partilere "Eş-başkanlar" yolunun açılması acaba CHP'ye bir jest mi? Böylece Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül'ün kendisini devireceğinden ürkmez ve "Eş-başkanlar" olarak birlikte yaşarlar.