Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

"Tayyip kazanacağına Beşar kazansın" diyenler yok mu?

Falcılar için "Zaman" sınırı belli olmayan süreleri ifade eder.
- Sana üç zamanda bir kısmet geliyor... Üç saat sonra mı, üç ay sonra mı, üç yıl sonra mı bilemiyorum.
Ama üç zamanda bir kısmetin geldiğini görmemek imkânsız...
Bunları söyledikten sonra fincanın iç duvarlarına yapışmış üç tane telve parçasını gösterir falcı...
Bunun gibi masallardaki mesafeler de ölçülemeyecek kadar sanal değil midir?
- Şehzade dağ tepe dinlemeden günlerce yürümüş...
Az gitmiş, uz gitmiş. Sonra dönüp arkasına bir bakmış, meğer bir arpa boyu yol gitmiş...
Yaşadığımız günlerde zaman ve mesafeler de falcıların ve masalcıların anlatımındaki gibi olmadılar mı?
Şu Suriye'deki faciaya bir bakın.

Acaba ne zaman?

Rejim kendi halkını kitlesel kırımlara hedef kılıyor. Milyonlarca Suriyeli evlerini terk etti. Kentler yıkıldı.
Hatırlayın bu facianın başladığı günlerdeki öngörüleri...
- Beşar Esad devrilecektir! Ama kimse "Ne zaman devrilecek" sorusunu sormadı.
"Üç zaman"da devrileceği kesindi.
Acaba üç günde mi, üç ayda mı yoksa üç yılda mı devrilecekti? Hatta bazı ileri zekâlı yorumcular Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu bu soyut zaman ölçüsünden ötürü sorumlu tutmadılar mı?
- Davutoğlu "Beşar Esad devrilecek" dedi ama hâlâ adam iş başında...
Keşke Suriye ile arayı açmasaydık.
Suriye'de olup bitenlerden bize ne ki?

Kırmızı çizgiler

Bu yorumları ve eleştirileri okumadık ve duymadık mı?
Şimdi galiba bu "Zaman"ın somut ölçüsü belli olmak üzere... Amerika için insanların kurşunla veya bombayla öldürülmesi kabul edilebilir bir durum. Ama devreye zehirli gaz girince "Kırmızı Çizgi" aşılmış oluyor.
Bu yüzden şimdi Suriye rejimi için zaman, kronometrenin akrebine ve yelkovanına bağlanmışa benziyor.
Masaldaki "Mesafe" kavramına benzer sanallıklar da somutlaşmaya başladı.
Ortak sınırımızı, ortak tarihimizi ve milyona yakın Suriyeli göçmeni görmezden gelip "Bize ne Suriye'den" diye kendilerince izlenen dış politikayı eleştirenler, şimdi binlerce kilometre uzaktaki Amerika'nın Suriye'ye müdahale etmesini beklemekteler.

Suriye'den bize ne?

Suriye'nin "Amerika'nın meselesi" olması kabul ediliyor, ama Türkiye Suriye ile ilgili bir tutum belirleyince "Suriye'den bize ne" deniliyor.
Aslında galiba bizimkiler için asıl mesele Suriye falan değil. Beşar kalsa da gitse de, önümüzdeki seçimlerin sonuçları belli gibi.
Bu yüzden bazıları Beşar'dan çok Başbakan Erdoğan'ın, Amerika- İsrail-
Suudi Arabistan tarafından hedef gösterilmesine bel bağlamış durumda değiller mi?
Bir dönemde "Edirne'ye Enver gireceğine Bulgar girsin" derlerdi.
Şimdi de "Tayyip kazanacağına Beşar ve Sisi kazansın" diyenler yok mu?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA