Boris Pasternak'ın "Doktor Jivago"sundan aklımda kalan bir cümle var.
Romanın kahramanı şair doktor Jivago âşık olduğu Lara'ya "İnsan hayata hazırlıklı olmak için değil, yaşamak için doğar" demişti...
Dün İstanbul'u da etkisi altına alan kar yağışını, sanki ilk defa oluyormuşçasına yine beklenmedik bir olaymış gibi karşılamadık mı?
Doğanın ezelden ebede süren tekrarlarını da, tarihin başlangıcından beri yaşanan toplumsal iniş çıkışları da her seferinde ilk kez oluyorlarmış gibi karşılıyoruz.
Biliyoruz ki her ekonomik büyüme süreci ertesinde daralma ve durgunluk gelir.
Sonra yeniden büyüme başlar.
İstediğiniz kadar başarılı olun, demokratik düzende sonsuza kadar iktidarda kalabilmiş parti yoktur.

Değişimin tekrarı
Daha ötesi var mı?
İngiltere'yi 2'nci Dünya Savaşı'ndan zaferle çıkardığı yıl, Churchill seçim kaybetmemiş miydi?
Sovyetler'in çöküp dağılması ve doktriner ideolojilerin müzelik olmaları ertesinde, savaşların artık bittiğine ve demokrasinin dünyadaki tek yönetim modeli olarak kaldığına inananları görmedik mi?
Yazın ertesinde sonbahar ve kış gelir.
Karlı mevsimden sonra yağmur mevsimi gelir. Çocuklar için bunlar ilk kez yaşanan olaylardır.
Ama toplumların bunlara alışık olması gerekir. Ne var ki öyle olmuyor işte...

Her şey yeniden mi?
Her ilk kar yağışında "Hayat felç oldu" diye başlıklarla karşılamıyor muyuz büyük tekrarı?
Kabak lastiklerle donmuş yollara çıkan araçlar yüzünden yine trafik kilitleniyor.
Veya 1950'li yıllardaki Demokrat Parti ile CHP arasındaki gergin ilişkilerin benzerini 2000'lerde de yaşamak doğal gelmiyor mu bize?
Toplumun büyük çoğunluğu köylüydü ve köylerde elektrik yoktu.
Yıllar önce Hasan Pulur'un yazdığı bir fıkra vardı.
Bir köylü hemoroitlerini tedavi etsin diye doktora gitmiş. Doktor da "Bunları kotarize edeceğim, yani elektrikle yakacağım" demiş.
Hemoroitleri kotarize edilirken köylü ameliyat masasında kahkahalar atıyormuş.

Ya kar yağarsa...
Doktor şaşırmış, sormuş:
- Canın acımıyor mu, neden gülüyorsun?
Köylü kahkahalar arasında cevap vermiş doktora:
- Bu elektriğe gülüyorum. Bizim köye girmeden benim makatıma girdi!
Şimdi herkesin cep telefonu var.
Mahalle bakkalından AVM'lere geçiş davranışlarımızı değiştirdi mi gerçekten?
Ne dersiniz?
Gelecek kış da kar yağarsa ne yaparız?